12. Ceza Dairesi 2020/746 E. , 2021/2706 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, resmi belgede sahtecilik
Hüküm : 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan; 2863 sayılı Kanunun 67/2, TCK’nın 52/2-4, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Resmi belgede sahtecilik suçundan; TCK’nın 204/1, TCK’nın 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.
1- 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04/06/2020 gün ve 2018/6-472-2020/262 sayılı ilamında, “sanık hakkında açılan kamu davasına katılma hakkı bulunan suçtan zarar görene CMK’nın 233. maddesi uyarınca duruşma gününü bildirir çağrı kağıdı tebliğ edilmesi ve CMK’nın 234/1-b maddesinde sayılan hakları kullanma imkanının tanınması gerekirken, bunun yapılmamasının, duruşmadan haberdar edilmeden yargılamaya devam edilerek delil sunma hakkı elinden alınan suçtan zarar gören yönünden hak kısıtlaması niteliğinde olduğunun” belirtilmesi karşısında, suçtan zarar gören Kültür ve Turizm Bakanlığı adına İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne duruşma günü usulüne uygun olarak bildirilip, davaya katılma imkanı sağlanmadan hüküm tesis edilmesi suretiyle CMK’nın 234. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince, hükmün sair yönleri incelenmeksizin isteme aykırı olarak BOZULMASINA;
2- Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın hakkında lehe hükümlerin uygulanmadığına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, ... adına düzenlenmiş orijinal sürücü belgesindeki kimlik bilgileri üzerinde herhangi bir kazıntı ya da silinti yapmadan orijinal fotoğrafı yerinden çıkartarak yerine kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; soruşturma aşamasında düzenlenen 31.07.2014 tarihli bilirkişi raporunda sürücü belgesi üzerinde yapışık olan fotoğrafın sürücü belgesinin plastiği ile bütünlük sağlamadığı belirtilmesine rağmen sürücü belgesinin aldatma (iğfal) kabiliyetini haiz olduğunun belirtildiği, belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu da gözetilerek, aslı adli emanette bulunan suça konu sürücü belgesinin duruşmada getirtilip incelenip özelliklerinin duruşma tutanağına geçirilmesi, fotoğraf üzerinde soğuk mühür izinin olup olmadığının, fotoğrafın belgeye sonradan yapıştırıldığının kolaylıkla anlaşılıp anlaşılmadığının tespitiyle suça konu belgenin mevcut haliyle aldatma niteliğinin bulunmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini ile belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sanık hakkında TCK"nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 16/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.