12. Ceza Dairesi 2017/10323 E. , 2018/3753 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın reddine
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekili ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Temel hak ve hürriyetlerin korunması” başlığı altındaki 40. maddesinin ikinci fıkrası gereğince; “Devlet, işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.” hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını sonuna kadar arayabilmelerine kolaylık ve imkan sağlamayı amaçlamış, son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercii ve sürelerinin belirtilmesini, hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından belirtilen hususlara uyulmasını zorunlu kılmıştır.
Bu hükme paralel olarak 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu"nun 34. maddesinin 2. fıkrasında, “Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir.” Aynı Kanunun 231. maddenin ikinci fıkrasında, “Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir.” Üçüncü fıkrada “Beraat eden sanığa, tazminat isteyebileceği bir hal varsa bu da bildirilir.” amir hükmü yer almaktadır. Kanunun 232/6. maddesinde ise; “Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Yasal düzenlemelere bakıldığında; gerek yüze karşı verilen, gerekse yoklukta verilen karar ve hükümlerde yasa yolunun, süresinin, merciin ve şeklinin belirtilmesi ve bu hususların karara yazılması zorunlu kılınmıştır. Somut olayda, tazminat talebinin dayanağı olan Nizip 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/03/2014 tarih, 2007/721-2014/285 sayılı dosyasında, davacıya tazminat talep etme hakkının, başvuru mercinin, şeklinin ve süresinin gösterilmemesi karşısında, kesinleşmiş beraat kararının ayrıca
tazminat talep etme hakkı, başvuru merci, şekli ve süresinin de gösterilmesi suretiyle bizzat davacıya tebliğ edilip edilmediği araştırılıp, usulüne uygun bir tebliğin söz konusu olmadığının anlaşılması halinde ise davanın CMK"nın 142/1 maddesinde belirtilen 1 yıllık sürede açıldığı dikkate alınarak, davacının uğramış olduğu maddi ve manevi zarara ilişkin tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1-Davanın tamamıyla reddedilmesi karşısında, davalı kurum lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
2-Gerekçeli karar başlığında, dava ve dava tarihi yerine, suç, suç tarihi ve suç yeri ibarelerine yer verilmesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.