23. Hukuk Dairesi 2013/8031 E. , 2014/1682 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Diyarbakır 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2013
NUMARASI : 2012/216-2013/326
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı ile imzalanan 11.02.2011 tarihli sözleşme ile 11.02.2011 - 31.12.2011 tarihleri arasında kanalizasyon ve yağmursuyu şebekesi bakım ve onarım hizmetini üstlendiğini, davalı tarafça müvekkilinin hak edişlerinden hukuka aykırı şekilde kıdem tazminatı adı altında 63.867,00 TL ve asgari ücrette değişiklik nedeni ile 28.674,00 TL olmak üzere toplam 92.541,00 TL kesinti yapıldığını ileri sürerek, bu miktarın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ihale tarihinin 24.01.2011 tarihi olduğu, dolayısı ile maliyet hesabının 2011 yılı için yapıldığı kanaatine varıldığı, ihalenin gerçekleştiği tarihte brüt asgari ücrette artış meydana gelmediği, davalı tarafça 4857 sayılı Yasa"nın 36. maddesi gereğince davacının hak edişinden kesilerek işçilere ödenmesinde hukuka aykırılık olmadığı, işçilere ödenen miktarın davalıdan talep edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin asgari ücrette değişiklik nedeni ile yapılan kesintiye yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Davacının taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı olarak davacı hak edişlerinden personele ödenen kıdem tazminatı ile ilgili kesintinin tahsili istemine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
a) Anayasa"nın 141/3. maddesine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. 6100 sayılı HMK"nın 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. Kararlarda bulunması gereken gerekçeler sayesinde taraflar, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK"nın 428. maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilecektir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Açıklanmaya çalışıldığı üzere, mahkemece, tarafların tüm delillerinin açıkça değerlendirilerek davanın hangi gerekçeyle reddedildiğinin karara yansıtılması gerekirken, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, Anayasa"nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkını ihlâl edecektir.
YHGK"nın 07.12.2011 tarih 15-708 E, 737 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere; gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re"sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar (Kuru, Baki/Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usûl Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK"na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, Ankara 2011, s.472). Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (A.g.e., s. 472).Mahkemece, hükmün gerekçesinde davacının asgari ücret kesintisi ile ilgili talebi konusunda değerlendirme yapılmış olup, kıdem tazminatından kaynaklanan kesintiye yönelik hiçbir tartışma ve değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemece, davacının hak edişlerinden kıdem tazminatı adı altında yapılan kesinti ile ilgili olarak alınan bilirkişi raporunda davacının çalıştırdığı işçilerin yeni bir ihale ile davalıya ait işyerinde çalışıp çalışmadıkları hususunun belirlenemediği yolundaki tespit gözönünde bulundurularak, iddia ve savunma değerlendirilip, gerekirse iş hukuku konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla davacı şirket ile dava dışı 3 H.. Ltd.Şti."nin kayıt ve belgeleri, işçi ve işveren dosyaları incelenip denetime elverişli, ayrıntılı gerekçeli rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, gerekçe oluşturulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
b) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin asgari ücrette değişiklik nedeni ile yapılan kesinti ile ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.