2. Hukuk Dairesi 2016/4426 E. , 2016/6402 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca kişisel ilişki düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Mahkemece, davalı-davacı baba ile velayeti davacı-davalı anneye bırakılan tarafların müşterek çocuğu 28.02.2011 doğumlu ... arasında, ""müşterek çocuk ile babanın aynı yerde ikamet etmeleri halinde her ayın 1. ve 3. Cumartesi günleri saat 09:00 dan Pazar günü saat 17:00 ye kadar, farklı yerde ikamet etmeleri halinde her yıl Temmuz ayının 1. günü saat 09:00 dan 30. günü saat 17:00 a kadar, her iki halde de dini bayramların 2. günü saat 09:00 dan 3. günü saat 17:00 ye kadar "" kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, "ikamet" kavramı ile ""yerleşim yeri"" kavramlarının birbirinden farklı olduğu ve kişisel ilişki hakkı sahibi babanın ..."da bulunması halinde her ayın 1. ve 3. hafta sonları çocuğu yanına alarak kişisel ilişki kurabileceği gerekçede belirtilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden annenin ..."da babanın ise ..."da yaşadığı anlaşılmaktadır. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Tarafların boşanmalarına ilişkin karar 03.10.2012 tarihli olup o tarihte müşterek çocuğun anne bakım ve şefkatine muhtaç olduğu düşünüldüğünde baba ile yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulması doğru olduğu gibi, eldeki davanın karar tarihinde çocuğun yaşı itibariyle anneye bağımlılığının azaldığı göz önünde tutulduğunda baba ile yatılı kişisel ilişki kurulması da isabetlidir. Ancak çocuğun yaşı gözetildiğinde ayrı şehirlerde yaşayan çocuk ile baba arasında her yıl Temmuz ayının 1. günü saat 09:00 dan 30. günü saat 17:00 a kadar yatılı kişisel ilişki kurulması çocuğun bedeni ve fikri gelişimine engel olacağı gibi, annenin velayet görevini de engelleyecek niteliktedir. Buna karşılık farklı şehirlerde yaşayan baba ile çocuk arasında ayın belirli günlerinde yatılı kişisel ilişki kurulmaması da isabetli bulunmamıştır. Bu bakımdan mahkeme tarafından günümüzün ulaşım kolaylıkları göz önüne alınarak, aynı şehir-farklı şehir ayrımı kaldırılıp, her ayın belli iki hafta sonu ve dini bayramlarda çocuğun baba yanında yatıya kalacağı, ayrıca yaz tatilinde ise çok uzun süreli olmayacak şekilde baba ile yatılı kalacağı şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde kişisel ilişki tesisi doğru değildir. Bu sebeple yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK m. 438/7).
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2.bendindeki müşterek çocuk ile davalı-davacı baba arasında kişisel ilişkinin düzenlendiği bölümünün hükümden çıkartılmasına, yerine "velayeti anneye verilen müşterek çocuk ile davalı-davacı baba arasında her ayın 1. ve 3. cumartesi günü sabah saat 10.00"dan pazar günü akşam saat 17.00"ye kadar, dini bayramların 2. günü sabah saat 10.00"dan 3. günü akşam saat 17.00"ye kadar ve her yıl 1 Temmuz sabah saat 10.00"dan 15 Temmuz akşam saat 17.00"ye kadar kişisel ilişki kurulmasına" sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.03.2016 (Çar.)