2. Ceza Dairesi 2017/4567 E. , 2017/13811 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma, mühür bozma
HÜKÜM : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
I-Mühür bozma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece gösterilen gerekçe itibariyle verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olup tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün ONANMASINA,
II-Sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
5271 sayılı CMK’nın 160/2. maddesi hükmü ile; soruşturma evresinde Cumhuriyet savcılarına şüphelinin lehine olan delilleri (de) toplama ve şüphelinin haklarını koruma yükümlülüğü getirilmiş, ayrıca aynı Kanun’un 170 ve 174. madde hükümleri ile iddianamenin iadesi kurumuna yer verilmiştir. CMK"nın 174. maddesinin 1. fıkrasının b) bendi hükmüne göre de "Suçun sübutuna etki edeceği muhakkak olan bir delil toplanmadan" hazırlanan iddianamenin iade edilmesi gerekir.
Karşılıksız yararlanma suçu bakımından özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi olan TCK"nın 168/5. maddesi gereğince ve kanun koyucunun amacı doğrultusunda şikayetçi kurumun uğradığı zararın, vergisi dahil suç tutanağı ile belirlenmiş veya belirlenecek olan cezasız tutarın ödenmesi halinde şüpheli hakkında kamu davası açılamaz. Maddede bahsedilen zarar, vergisiz ve cezasız miktardır, uğranılan vergisiz ve cezasız zarar miktarının tesbiti amacıyla keşif yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığınca CMK"nın 83 ve 162. maddelerine istinaden Sulh Ceza Hakimliğinden talepte bulunulması, dosya içeriğindeki delillere göre karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğu kanaatine varıldığı takdirde şüphelinin TCK"nın 168/5. fıkrasında düzenlenen yasal imkandan faydalanabilmesi,
bu hususun bir dava şartı olduğu ve CMK"nın 174 ve 223/8. maddeleri gereğince işlem yapılmasına da yol açabileceği değerlendirilerek şüpheliye belirlenen vergisiz ve cezasız zarar miktarını kamu davası açılmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde hakkında dava açılmayacağı da hatırlatılarak usulünce bildirilip, makul bir süre tanınması, soruşturma aşamasında zararın tamamen tazmini halinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, tamamen tazmin edilmemesi halinde dava açılması gerektiği gözetilmelidir.
İnceleme konusu somut olayda; sanık savunmasında katılanın zararını karşıladığını beyan ettiği ve katılana zararının karşılanıp karşılanmadığının hiç sorulmaması karşısında; öncelikle bilirkişiden katılanın vergisiz ve cezasız olarak normal tarifeye göre gerçek zararı hesaplattırılıp, iddianamenin kabul tarihi olan 26.01.2016 tarihinden önce varsa yapılan ödemelerin kurumun zararını karşılayıp karşılamadığı belirlenip, zararı karşılıyorsa ise, zararı soruşturma aşamasında tazmin eden sanık hakkında kamu davası açılmayacağından CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartının gerçekleşmemesi nedeniyle sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verilip, 5352 sayılı Adli Sicil Kanununa 6352 sayılı Kanun’un 103. maddesiyle eklenen 2. fıkrasındaki ‘’karşılıksız yararlanma suçunda etkin pişmanlıktan yararlanması dolayısıyla şüpheli, sanık veya hükümlü hakkında verilen kararlar adli sicilde bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir‘’ şeklindeki düzenleme uyarınca TCK’nın 168/5. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlıktan birinci kez yararlanan sanık hakkında verilen kararın kesinleşmesinden sonra adli sicile kaydedilmek üzere Adli Sicil ve İstatislik Genel Müdürlüğü’ne bildirimde bulunulması gerektiği, şayet zarar duruşma aşamasında karşılandı ise; 13.03.2015 tarihli tutanağa göre sayaçsız sigortaya direk bağlantı yaparak kaçak kullandığının tespit edilmesi karşısında atılı suçu işlediği sabit olduğundan sanık hakkında mahkumiyet kararı verilip TCK"nın 168/5 maddesi uyarınca cezasında indirim yapılması gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 19/12/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.