Davacı S.. B.. vekili Avukat S...S... tarafından, davalı G.. G.. aleyhine 19/12/2013 gününde verilen dilekçe ile ihtiyati haciz talebi (manevi tazminat davasında) istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; ihtiyati hacize yönelik verilen karara karşı itirazın reddine dair verilen 31/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, manevi tazminat istemine ilişkin olup; davada davalının malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulması da talep edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, eşinin davalı ile kendisini aldattığını belirterek davalının manevi tazminata mahkum edilmesini istemiş; bu talebiyle birlikte ihtiyati haciz isteminde de bulunmuştur. Davalı, talebin reddi gerektiğini savunmuştur. Alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için, mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici şekilde el konulması olarak tanımlayabileceğimiz ihtiyati haciz, 2004 sayılı İİK"nun 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş bir hukuki müessesedir. Kural olarak, muaccel (vadesi gelmiş) ve rehinle teminat altına alınmamış bir alacak için, mahkemeden ihtiyati haciz talebinde bulunulabilir. Müeccel (vadesi henüz gelmemiş) alacaklar açısından ancak kanunda öngörülmüş, aşağıda belirtilen istisnai hallerde ihtiyati haciz talep edilebilir: 1) Borçlunun belirli bir yerleşim yeri yoksa; 2) Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa. Somut olayda: Alacak (vadesi henüz gelmemiş) müecceldir. Davalının İzmir Barosu"na kayıtlı bir avukat olduğu, yerleşim yerinin belirli olduğu anlaşılmaktadır. Yine, davalının taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisinin kaçmağa hazırlandığı, yahut kaçtığı ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunduğu hususları da ispat edilmiş değildir. Şu halde, mahkemece, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş; hükmün, bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi. .