11. Ceza Dairesi 2017/5566 E. , 2017/8258 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve çocuğun soy bağını değiştirmek
HÜKÜM : Mahkumiyet
5271 sayılı CMK"nın 260/1. maddesine göre, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolunun açık olduğu, suçtan zarar gören yaşı küçük mağdura baroca tayin edilen zorunlu vekilin mahkemece verilen hükmü temyiz ederek açıkça katılma iradesini ortaya koyduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.10.2010 gün ve 2010/9-149 Esas, 2010/205 sayılı Kararında da belirtildiği üzere mağdurun katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gördüğü konusunda araştırma yapmayı gerektirecek bir tereddüt bulunmadığı görülmekle, CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca suçtan zarar gören mağdur ..."ın davaya katılmasına ve zorunlu vekil Av. ..."in katılan vekili olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 29.09.2015 gün ve 2015/412 Esas, 2015/286 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere, sanığın kızı olan ve temyize gelmeyen suça sürüklenen çocuk ..."ın evlilik dışında doğan çocuğunu, temyize gelmeyen diğer sanık ..."a vermesinden, ..."ın da nüfus müdürlüğüne müracaatla bir belgeye dayanmayan sadece beyanen düzenlenen 15.09.2011 tarihli doğum bildirimi ile çocuğu kendi adına nüfusa kaydettirmesinden ibaret olayda, sanığın eyleminin bir bütün halinde, TCK"nın 231/1. maddesi kapsamında ""çocuğun soybağını değiştirmek"" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, tek olan fiil ikiye bölünerek hem bu suçtan hem de resmi belgede sahtecilik suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluklarının sanığın kendi alt soyu dışındakiler için hapis cezasının infazı tamamlanana kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkında Kanunun 106/3. maddesinde, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6545 sayılı Yasanın 81. maddesiyle yapılan değişiklikle "Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması halinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir" düzenlemesinin getirilmesi karşısında, hükümdeki "adli para cezalarının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğine" ilişkin ihtaratın bu değişiklik çerçevesinde düzenlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.