Zincirleme biçimde nitelikli zimmet - kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/4095 Esas 2016/5009 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/4095
Karar No: 2016/5009
Karar Tarihi: 12.05.2016

Zincirleme biçimde nitelikli zimmet - kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/4095 Esas 2016/5009 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve zincirleme biçimde nitelikli zimmet suçlarından sanığın mahkumiyetine hükmetti. Ancak, sanığın savunmasının alındığı tarihten hüküm tarihi arasında asli zamanaşımı süresinin gerçekleştiği göz önünde bulundurulmadan mahkumiyet hükmü kurulduğu için kararın bozulması gerekti. Ayrıca, sanığın cezasında yapılan hesap hatası sonucu sonuç cezanın noksan belirlenmesine neden olacak şekilde 1/3 indirim yapıldığı tespit edildi. Kanuna aykırı hükümlerden dolayı kararın bozulması gereken hükümler arasında sanığın cezasında yapılan hesap hatası, hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı olan suç, kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkı, vesayet veya kayyımlığa ait hakların koşullu salıverilmeye kadar, alt soyu dışındakiler yönünden ise infaz süresince yoksun bırakılması, Anayasa Mahkemesi kararı sonrası TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılması yer alır. Kanun maddeleri: 765 sayılı TCK'nın 339. maddesi, 765 sayılı TCK'nın 102/3. maddesi, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi, CMUK'un 321. ve 326/son maddeleri,
5. Ceza Dairesi         2014/4095 E.  ,  2016/5009 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Zincirleme biçimde nitelikli zimmet, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
    Sanığa isnat edilen resmi belgede sahtecilik suçunun suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK"nın 339. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibariyle aynı Kanunun 102/3. maddesinde gösterilen 10 yıllık asli zamanaşımı süresine tabi olduğu, sanığın savunmasının alındığı 25/04/2002 ile hüküm tarihi arasında asli zamanaşımı süresinin gerçekleştiği gözetilerek sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
    Nitelikli zimmet suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    Sanığın 19/09/2001-25/01/2002 tarihleri arasında... Adliyesi"nde yazı işleri müdürlüğü, icra müdürlüğü ve noterlik işlerini yürütmek üzere Bitlis Adli Yargı Adalet Komisyonu tarafından görevlendirildiği, görev süresi sonunda devir işlemleri
    yapılırken uhdesinde bulunan kurum paraları tespit edildikçe değişik tarihlerde olmak üzere en son 05/03/2002 tarihinde iade ettiği, kovuşturma sırasında Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2000/8609 Esas nolu talimatı gereğince tahsil edilen 107,10 TL"nin de anılan icra dairesine gönderilmediğinin belirlenmesi üzerine, iddianameye dahil olmadığı halde sanık tarafından hemen kuruma ödendiği ve sanığın ödeme iradesinin de bulunduğunun anlaşılması karşısında, soruşturma evrakının hazırlığa kayıt tarihi de tespit edildikten sonra sonucuna göre TCK"nın 248/1 ya da 248/2-1 cüm. maddesinin uygulanması yerine, kovuşturma aşamasında ödediği kabul edilerek aynı Kanunun 248/2 son maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılarak fazla ceza tayini,
    TCK"nın 247/1, 247/2 ve 43. maddeleri uyarınca tayin edilen 8 yıl 16 ay 15 gün hapis cezasında, aynı Kanunun 248/2 son maddesi gereğince 1/3 oranında indirim yapılırken hesap hatası sonucu 6 yıl 3 ay yerine 5 yıl 8 ay 10 güne hükmedilmesi ve buna bağlı olarak sonuç cezanın da noksan belirlenmesi,
    5237 sayılı TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. madde ve fıkrası gereğince, cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Sanık hakkında 5237 sayılı Yasanın 53/1. maddesi uyarınca uygulama yapılırken aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c madde ve bendinde sayılan kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkı, vesayet veya kayyımlığa ait hakların koşullu salıverilmeye kadar, alt soyu dışındakiler yönünden ise infaz süresince yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
    Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 12/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.