Hukuk Genel Kurulu 2018/1003 E. , 2019/162 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece)
Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesince verilen 08.03.2016 tarihli, 2015/31 E., 2016/18 K. sayılı kararın onanmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan çıkan 21.03.2018 tarihli, 2016/4-1514 E., 2018/493 K. sayılı kararın, karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; Hukuk Genel Kurulunca dilekçe, düzeltilmesi istenen karar ve dosyadaki ilgili bütün belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Dava, yargısal faaliyet nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Özel Dairece; somut olayda HMK"nın 46. maddesindeki sorumluluk nedenlerinin mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı asilin ve davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Hukuk Genel Kurulunca usul ve yasaya uygun bulunan karar onanmıştır. Bu karara karşı davacı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Hukuk Genel Kurulunda davacı tarafından verilen karar düzeltme dilekçesinin görüşülmesi sırasında; ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesince Hukuk Genel Kurulunun onama kararının davacı vekiline tebliğe çıkarıldığı, “Muhatabın- Şirket yetkilisinin iş takibi sebebi ile ofis dışına çıktığını, ayrıca tevziat saatlerinde dönmeyeceğini beyan eden aşağıda Adı- soyadı- imzası bulunan muhatabın daimi çalışanına tebliğ edilmiştir” şerhi ile Caner Orhan imzasına 18.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı asil tarafından verilen karar düzeltme dilekçesinin havale tarihinin 10.10.2018 olduğu, karar düzeltme harcının Özel Dairece düzenlenen muhtıra üzerine 19.10.2018 tarihinde yatırıldığı anlaşılmakla, davacı vekiline onama kararının tebliği için yapılan tebligatın geçerli olup olmadığı, davacı asilin karar düzeltme dilekçesinde “avukatına yapılan tebligat parçasının üzerinde içinde onama kararı olduğuna dair şerh bulunmadığına ve avukatının onama kararından haberdar olmadığına, onama kararının varlığını 09.10.2018 tarihinde öğrendiğine” dair beyanı dikkate alındığında karar düzeltme isteminin süresinde kabul edilip edilmeyeceği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
Özel Daire kararının bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden önce verilmiş olması karşısında, 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/I. maddesi uyarınca Yargıtay kararlarına karşı onbeş gün içinde karar düzeltme yoluna gidilebilir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun “Belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icrası” başlıklı 17. maddesinde;
""Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.""
hükmü yer almaktadır.
Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in “Meslek ve sanat erbabına tebligat” başlıklı 26. maddesinde de;
""Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir.
Muhatabın işyerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.
Muhatap, meslek veya sanatını konutunda icra ediyorsa, kendisi bulunmadığı takdirde memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bunlardan hiç birinin bulunmaması durumunda tebliğ, aynı konutta sürekli olarak oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.""
şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesinde;
Hukuk Genel Kurulunun onama kararı Özel Daire tarafından davacı vekilinin mesleğini icra ettiği adrese tebliğe çıkarılmış, “Muhatabın- Şirket yetkilisinin iş takibi sebebi ile ofis dışına çıktığını, ayrıca tevziat saatlerinde dönmeyeceğini beyan eden aşağıda Adı- soyadı- imzası bulunan muhatabın daimi çalışanına tebliğ edilmiştir” şerhi ile Caner Orhan imzasına 18.05.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı asil tarafından verilen 10.10.2018 havale tarihli karar düzeltme dilekçesi içeriğinde “avukatına yapılan tebligat parçasının üzerinde içinde onama kararı olduğuna dair şerh bulunmadığı ve avukatının onama kararından haberdar olmadığı, onama kararının varlığını 09.10.2018 tarihinde öğrendiği” belirtilmiş olup, bu iddia doğrultusunda dosya içerisinde bulunan ve davacı vekiline onama kararının tebliğine ilişkin postadan dönen tebligat parçasının incelenmesinde, sağ alt kenar kısmının yırtılmış olduğu ve bu kısımda yer alması gereken tebligat içeriğinin ne olduğuna ilişkin kısmın bulunmadığı görülmüştür. Ancak UYAP sistemi üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekiline onama kararının tebliği için UYAP ortamında düzenlenen kapalı tebligat zarfı üzerinde “Yargıtay İlamı” yazdığı ve bu zarf üzerindeki barkod numarası ile davacı vekiline onama kararının tebliğine ilişkin postadan dönen tebligat parçası üzerindeki barkod numarasının aynı olduğu, böylelikle anılan tebligat zarfı içerisindeki Yargıtay ilamının Hukuk Genel Kurulunun 21.03.2018 tarihli onama kararı olduğu, davalı vekili adına çıkartılan tebligatta da aynı bilgilerin yer aldığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki davacı vekilinin kendisine yapılan tebligat ekinde, zarfın içinde onama kararı bulunmadığına veya yanlış bir karar tebliğ edildiğine ilişkin bir itirazı söz konusu olmadığı gibi, dosya kapsamında veya UYAP sisteminde karışıklığa yol açacak başkaca Yargıtay ilamı mevcut değildir.
Davacı vekiline 18.05.2018 tarihinde tebliğ edilen ve belirtilen nedenlerle usulüne uygun olarak yapılmış olduğu anlaşılan tebligat geçerli olduğundan, karar düzeltme süresinin bu tarihte başlayacağında kuşku bulunmamaktadır. Tebligat tarihi olan 18.05.2018 tarihinden, davacı tarafından karar düzeltme dilekçesinin verildiği tarih olan 10.10.2018 tarihine kadar da on beş günlük karar düzeltme süresi geçmiştir.
Hukuk Genel Kurulu kararı davacı vekiline 18.05.2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup; davacı asil tarafından karar düzeltme dilekçesi 10.10.2018 tarihinde verilmiş, karar düzeltme harcı da Özel Dairece düzenlenen muhtıra üzerine 19.10.2018 tarihinde yatırılmıştır. Bu durumda yasal onbeş günlük süreden sonra ibraz edilen karar düzeltme dilekçesinin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yer alan açıklamalara göre 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/I. maddesi gereğince davacı tarafından yasal süre geçtikten sonra verilen karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 4/b-1 maddeleri gereğince takdiren 370TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine; Harçlar Kanunu uyarınca eksik yatırılan 17,70TL harcın karar düzeltme talep edenden alınmasına, 19.02.2019 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.