8. Hukuk Dairesi 2010/999 E. , 2010/4846 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 05.03.2009 gün ve 638/208 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili ile davalılar ..., ... ve ...vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... ve arkadaşları vekili, dava konusu 103 ada 1112, 1115, 1119, 1404, 1424, 1425, 1434, 1440, 1447, 1449 parseller ve 103 ada 1089, 1307, 1312, 1384, 1410, 1417, 1418, 1420, 1489, 1494, 1497, 1503 ve 1565 parseller ile 106 ada 35 parselin kadastro çalışmalarında taraflar adına yapılan hisse tespitinin hatalı olduğunu, taşınmazların tarafların kök miras bırakanı ... oğlu ... ağadan kaldığını, kök murisin eşi olan ..."nın eşinden gelen payını 1941 tarihli noter senediyle vekil edenlerinin yakın miras bırakanı ile davalılara hibe ettiğini, bu tarihten sonra mirasçıların taksimi sonucunda tarafların taşınmazları paylaştıklarını ve yarı yarıya zilyetliklerinde olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında noter senedi ve taksim hususunun dikkate alınmadığını iddia ederek tapu kayıtlarının iptaliyle ½ payın vekil edenleri ve ½ payın da davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... ve arkadaşları vekili, dava konusu taşınmazların tarafların kök miras bırakanı ... oğlu ... ağadan geldiğini, eşi ..."nın hissesinin hibe edildiği iddiasının doğru olduğunu ve kadastro tespiti sırasında bu durumun dikkate alındığını, vekil edenlerinin kök murisin bir kuşak daha yakın mirasçılarından olduğu için davacılardan hisselerinin fazla olduğunu, mirasçılar arasında geçerli bir taksim bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; dava konusu taşınmazların tarafların kök murisi ... ağadan oğlu yakın muris ... Bozkurt"a kaldığı, Devrek Noterliğinin 23.09.1941 tarih ve 72 yevmiye numaralı hibe senedinin 103 ada 1424, 1425, 1434, 1447, 1489, 1494, 1497, 1503 ve 1565 parselleri kapsadığı, davacı ve davalıların dava konusu 103 ada 1404, 1425, 1434, 1440, 1447 ve 1449 parselleri zeminde fiilen iki parça halinde kullandıkları, diğer parsellerde ise, bu şekilde ayrılmış sınırların bulunmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüyle dava konusu 103 ada 1404, 1425, 1434, 1440, 1447 ve 1449 parsellerde davacılar ve davalıların hisselerinin iptal edilerek Fen bilirkişi tarafından düzenlenen 17.11.2008 tarihli krokide A harfiyle gösterilen yer ve miktarlar üzerinden ayrı bir parsel numarası verilmek ve dava konusu parsellerden ifraz edilmek suretiyle davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, krokide B harfiyle gösterilen bakiye yer ve miktarların 103 ada 1404, 1425, 1434, 1440, 1447 ve 1449 parseller olarak davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline, diğer parseller yönünden açılan davanın reddine, karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümü davalılardan Müzeyyen, Bilgehan ve ... vekili, hükmün redde ilişkin bölümü de davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazların yapılan kadastro çalışmalarında; senetsizden ve tapu kayıtlarına dayalı olarak kök muris ... ağadan mirasçılarına kaldığı ve mirasçıların kendi aralarında pay temlikleri yaptıkları ve Devrek Noterliğinin 23.09.1941 tarih ve 72 yevmiye numaralı hibe senedi ile ... eşi ..."nın payını taraflara hibe ettiği,... ağa mirasçılarının 100"den fazla olan parselleri 1974 tarihinde aralarında ifraz ve taksim ettikleri belirtilerek taraflar ve dava dışı 3. kişiler adina paylı mülkiyet şeklinde 28.11.1996 tarihinde tespit ve tescil edildikleri anlaşılmaktadır.
Dava konusu taşınmazların tarafların kök miras bırakanı ... ağa oğlu ..."den kaldığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.Dosya arasında mirasçılık belgesi veya nüfus kayıt aile tabloları bulunmamakta ise de, dava konusu parsellerin kadastro tutanaklarında yazılı olan bilgilere göre, kök muris ... 1338 tarihinde ölmüş, çocuklarından ve tarafların yakın miras bırakanı olan ... ise, 16.11.1948 tarihinde ölmüş olup, dosya içinde bulunan mirasçılık belgesine göre tarafları ve davada yer almayan diğer mirasçılarını bırakmıştır.Kök muris ..."nin ölüm tarihine göre, terekesi paylı mülkiyet hükümlerine tabi ise de, ..."nin ölümünden sonra geriye kalan mirasçıları açısından ve bu arada tarafların yakın murisi ... mirasçıları açısından terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi bulunmaktadır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, kadastro tespitindeki pay dağılımının hatalı yapılıp yapılmadığı, Devrek Noterliğinin 23.09.1941 tarih ve 72 yevmiye numaralı hibe senedinin kadastro çalışmaları sırasında uygulanıp uygulanmadığı ve dava konusu taşınmazların taksim edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
Mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişiler ve davacı tanıklarının beyanlarına göre;dava konusu taşınmazların tarafların kök murisi ..."den oğlu ..."e kaldığı, ..."in ölümünden sonra davacılardan ... ile davalılardan ... ve ..."un kendi aralarında taşınmazları yarı yarıya taksim ettikleri bu taksime göre de eşit olarak 45 yıldır taşınmazları kullandıkları anlaşılmaktadır. Kök muris ..."nin mirasçılarının ve oğlu ..."un terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olup, yukarıda açıklanan beyanlara göre, tüm mirasçıların katılımıyla yapılan geçerli bir taksim olgusu davacılar tarafından kanıtlanamamıştır. Bir kısım mirasçıların kendi aralarında yaptıkları taksim geçersiz olduğu gibi, kadastro tespitleri sırasında tarafların iddia ettikleri Devrek Noterliğinin 23.09.1941 tarih ve 72 yevmiye numaralı hibe senedinin de dava konusu parsellerin pay dağılımında dikkate alındığı kadastro tutanaklarından anlaşıldığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken usul ve yasa ile dosya kapsamına uymayan düşüncelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, hükmün redde ilişkin bölümünün ONANMASINA, davalılardan..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazları ise yukarıda açıklanan sebeplerle yerinde görüldüğünden hükmün kabule ilişkin bölümünün HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,55 TL’ nin temyiz eden davacılardan alınmasına ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 18.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi