MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sırasında davalı vekili tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.
Ret talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Taraflar arasında görülen dava sırasında davalı vekili tarafından sunulan 09.09.2015 tarihli dilekçe ile özetle "...... ..Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ... .... Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/840 Esas sayılı dosyasının kararının kesinleşmesinin bekletici mesele yapıldığı, bununla beraber tahkikat aşamasına geçildiği, davacının talep ettiği tüm delillerin toplandığı, tanıkların dinlendiği, ancak mahkeme hâkiminin davalı tarafın delillerini toplamadığı, bu yöndeki taleplerini haksız olarak red ettiği, yine 08/09/2015 tarihli duruşmadaki davranışları ile verdiği ve vermediği kararlar ile tarafsızlığını yitirdiği, bu sebepten açıkça tarafsızlığı konusunda şüphe duydukları, hâkimin tarafsızlığını kaybettiği, bu şartlar altında hâkimin yargılama yapmasının mümkün olmadığı..."gerekçeleri ile reddi hâkim talebinde bulunmuşlardır.
Reddedilen hâkim tarafından, talebin reddi gerektiği yönünde görüş belirtilmesi üzerine, dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hâkim talebinin reddine, reddi hâkim talebi kötüniyetle yapıldığı anlaşıldığından 1000,00.- TL disiplin para cezasına hükmedilmesine ilişkin verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde mahkemece kurulan hükmün kapsamının nasıl olacağı ayrıntılı olarak açıklanmış, ikinci fıkrasında ise hükümde; “Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin" hükme yazılacağı belirtilmiştir.
Temyize konu dosyada ise; reddi hâkim talep eden davalı ... olduğu halde hükme talep eden olarak davacı ..., karşı taraf olarak ..."ün adı yazılmış, hüküm kısmında ise disiplin para cezasına hükmedilmiş ama kimin aleyhine disiplin para cezasına hükmedildiği belirtilmemiştir. Hem kararın başlık kısmında tarafların sıfatlarının yanlış yazılması, hem de kimin aleyhine disiplin para cezasına hükmedildiğinin belirtilmemesi nedenleriyle hükmün HMK"nın 297. maddesinde belirtildiği gibi karışıklığa sebebiyet vermeyecek şekilde yazılması gerekirken, usûl ve kanuna aykırı hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, sair hususların incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/03/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.