Esas No: 2022/6156
Karar No: 2022/9922
Karar Tarihi: 06.10.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/6156 Esas 2022/9922 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlu tarafından imzaya itiraz edildiği ancak ilk derece mahkemesince itirazın sübuta ermediği gerekçesiyle reddedildiği ve borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, ancak istinaf süresi geçtikten sonra ileri sürülen hususların değerlendirilemeyeceği belirtilerek istinaf talebinin esastan reddine hükmedildiği kararın temyiz edildiğini belirtmiştir. Mahkeme, borçlunun sunduğu yeni delil olan bilirkişi raporunun Bölge Adliye Mahkemesince incelemeye alınmadığını, bu durumun HMK'nun 357. maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı olduğunu ve kararın bozulması gerektiğini belirtmiştir. Kararın 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri:
- HMK’nun 357. maddesi: İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz.
- HMK’nun 373/2. maddesi: Temyiz incelemesi sırasında eksik inceleme, yanılgı veya eksiklik sonucu verilen kararların bozulması.
- İİK'nun 364/2. maddesi: Temyiz yolu açık olan hükümlü veya mükelleflerin temyiz başvurusu üzerine temyiz incelemesi yapılması.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun, sair itiraz ve şikayetleri ile birlikte İİK’nun 168/4. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz ettiği, İlk Derece Mahkemesince, mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda itirazın sübuta ermemesi nedeniyle imzaya itirazın reddine karar verildiği, işbu karara karşı borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf süresi geçtikten sonra ileri sürülen hususların değerlendirilemeyeceği belirtilerek borçlunun istinaf talebinin esastan reddine hükmedildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
Somut olayda; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca aldırılan 20.3.2021 tarihli bilirkişi raporunda, takip konusu senetteki imzaların muteriz borçluya ait olduğunun tespit edildiği, İlk Derece Mahkemesince aldırılan 29.6.2021 tarihli üç kişilik heyet tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda da; imzaların borçlunun eli ürünü olduğunun mütalaa edildiği, borçlunun istinaf dilekçesine ek olarak sunduğu 03.02.2022 tarihli beyan dilekçesi ekindeki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca düzenlenen 17.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda ise; senetteki imzaların borçlunun eli ürünü olmadığının belirlendiği anlaşılmaktadır.
HMK’nun 357. maddesinin birinci fıkrası gereğince; “…, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz”, aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre ise “ … veya mücbir bir sebeple gösterilmesine olanak bulunmayan deliller bölge adliye mahkemesince incelenebilir”.
Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe kısmında; başka bir ceza soruşturma dosyasından alınan bilirkişi raporunun istinaf tarihinden sonra dosyaya sunulması nedeniyle, HMK’nun 357. maddesi gereğince, bu yeni delilin istinaf aşamasında incelenemeyeceği belirtilmiş ise de; borçlunun yasal süresi içerisinde süre tutum ve gerekçeli istinaf dilekçelerini sunduğu, 03.02.2022 tarihli istinaf dilekçesine ek beyanlarını ileri sürdüğü dilekçe ekindeki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan rapor tarihinin ise 17.01.2022 olup, raporun öğrenilme tarihine göre daha önceden sunulmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
Buna göre; borçlu tarafından istinaf dilekçesine ek olarak sunulan bilirkişi raporunun Bölge Adliye Mahkemesince delil olarak değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken HMK’nun 357. maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı olacak şekilde incelemeye esas alınmaması isabetsiz olup, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz isteminin kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 16.02.2022 tarih ve 2021/3873 E. - 2022/392 K. sayılı kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.