Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/31246 Esas 2021/1470 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/31246
Karar No: 2021/1470
Karar Tarihi: 16.02.2021

Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/31246 Esas 2021/1470 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanıkların, 50.000-60.000 TL mirasını dindar inançlı ve fakir insanlara dağıtılmasını vasiyet eden bir akrabalarının vefat ettiği yalanını söyleyerek, katılanı dolandırdığı suçlamasıyla yargılandığı davada, sanıkların suçlamayı kabul etmediği ve katılanın beyanlarına dayanarak mahkum edildiği belirtilmektedir. Ancak, sanıkların atılı suçu işlediklerine dair herhangi bir kesin ve inandırıcı delil bulunmadığının gözetilmediği ve sanıkların savunmaları dikkate alınmadığı için kararın bozulması gerektiği ifade edilmektedir.
Mahkeme kararında, sanıkların suçlandığı dolandırıcılık suçunun nitelikli hali olduğu ve sanıkların 158/1-a, 62, 53/1-2-3, 52/2 ve 58 maddeleri gereğince mahkum edildiği belirtilmektedir. 158/1-a maddesi, dolandırıcılığı nitelikli kılan unsurların başında yer alan dini inanç ve duyguların istismar edilmesi hali için düzenlenmiştir. 62. madde, dolandırıcılık suçunun cezasını belirlemektedir. 53/1-2-3 maddeleri, dolandırıcılık suçunun unsurlarını düzenlemektedir. 52/2. madde ise, nitelikli dolandırıcılık suçunun cezasını daha ağır hale getirmektedir.

15. Ceza Dairesi 2017/31246 E. , 2021/1470 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanık ... hakkında 158/1-a, 62, 53/1-2-3, 52/2, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet, sanık ... hakkında; 158/1-a, 62, 53/1-2-3, 52/2. maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ... müdafi ve sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıkların kimliği tespit edilemeyen üçüncü bir şahısla ile hareket ederek bir akrabalarının vefat ettiğinden, 50.000-60.000 TL kadar mirasını dindar inançlı ve fakir insanlara dağıtılmasını vasiyet ettiğinden söz ederek katılanı inandırdıkları, katılanı bu parayı dağıtması için ikna ettikleri, dağıtılacak paranın okunması gerektiğini, kendisine geri iade edilmek üzere 2.000 TL kefalet parası vermesi gerektiğini, bu paranın da dağıtılacak para ile birlikte birleştirilip okunacağını söyledikleri, katılanın sanıkların sözlerine kandığı, cenaze evinin bulunduğunu söyledikleri bina önüne geldikleri, katılandan 2.000 TL parayı sanıklardan İsa"nın aldığı, diğer sanık ..."in de gerçekte cenaze varmış gibi cenaze evine gidecek kişilere refakat ediyor gibi davrandığı, katılandan parayı aldıktan sonra katılanı binanın 3. katında olan cenaze evine yönlendirdikleri, sanıkların bu sırada parayı alarak ortandan kayboldukları, katılan binanın 3. katına çıktığında cenaze evinin olmadığını tespit ettiği, bu suretle sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerinin iddia edildiği olayda; sanıkların suçlamayı kabul etmediklerine dair istikrarlı savunmaları, sanıkların tespit ve teşhis ediliş şekilleri, katılanın daha önceden sanık ...’i tanıyor olmasına rağmen olay günü bunu kolluk ekiplerine bildirmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olması ve tüm dosya kapsamına göre; sanıkların atılı suçu işlediklerine dair katılanın soyut beyanları dışında mahkumiyetlerine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, atılı suçtan beraatleri yerine, yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafi ve sanık ...’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.