11. Hukuk Dairesi 2015/13358 E. , 2016/3118 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 25/11/2014 tarih ve 2014/367-2014/629 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı/birleşen davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket yönetim kurulu başkanı arasında 11.08.2006 tarihinde davalı şirketin .... Organize Sanayi Bölgesi"nde bulunan fabrikasının satışı ve şirket hisselerinin devrine ilişkin sözleşme imzalandığını, sözleşme tarihinde davalı şirketin genel kurulunca yönetim kuruluna verilen yetkilerin sona ermiş olduğunu, bunu öğrenen müvekkilinin zorlaması ile davalı şirketin 07.03.2007 tarihinde olağan genel kurul toplantısını yaptığını ve yönetim kurulu üyelerinin üyelikleri ile yetkilerinin devamına karar verildiğini, müvekkili ile sözleşme imzalayan davalı ..."ın sözleşme tarihinde yetkisinin sona ermiş olması nedeniyle sözleşmede öngörülen fabrika ve hisse devrinin mümkün olmamasına rağmen müvekkilince sözleşmenin ifa edileceğine güvenilerek 40.979 TL ödemede bulunulduğunu, bakiye borç için de ifa teklifinde bulunulduğunu, ancak daha sonra şirket genel kurulunca yönetim kuruluna yetki verilmesi karşısında herhangi bir hukuksal engel olmadığı halde davalı tarafın fabrika ve hisse devrinden ısrarla kaçındığını, anılan sözleşmede 15.000 TL cezai şart kararlaştırıldığını, sözleşmeyi ifadan kaçınan davalı tarafın bu cezai şarttan da sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, müvekkili adına anonim şirket pay devrinin tespitine ve pay defterine tesciline, olmadığı takdirde sözleşme uyarınca ödenen toplam 40.979 TL"nin ve 15.000 TL cezai şartın faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, taraflar arasında 11.08.2006 tarihli sözleşmenin imzalandığını ancak davacının vadesi gelmiş borçlarını ödemeyerek ve sözleşmede öngörülen bonoları müvekkillerine teslim etmeyerek sözleşmeye aykırı hareket ettiğini savunarak, davanın reddini istemiş, birleşen davada ise karşı tarafın edimini ifa etmemesi ve müvekkilini oyalaması nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek zararlarının tazmini için 6.500 TL"nin ve 15.000 TL cezai şartın tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece uyulan bozmaya göre, esas dava yönünden davalı aleyhine keşide edilen ve taahhüdün yerine getirilmesi konusunda 3 gün süre verilen ihtarnamenin davalıya 04/05/2007 tarihinde tebliğ olunduğu, buna göre davalı temerrütünün 07/05/2007 tarihinde oluştuğu gerekçesiyle,davanın kısmen kabulü ile, 40.979,00 TL nin 07/05/2007 olan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, birleşen davada, 15.000,00 TL cezai şart istemine ilişkin davanın reddine, karar verilmiştir.
Kararı davacı birleşen davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve 04.05.2007 tarihli ihtarda asıl alacağın 3 gün içinde ödenmesi istenilmiş olup, geçmişe yönelik faiz isteminde bulunulmamış olmasına göre, davacı, birleşen davada davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı birleşen davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine ile kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 30,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 21/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.