Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/8281 Esas 2016/540 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8281
Karar No: 2016/540
Karar Tarihi: 20.01.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/8281 Esas 2016/540 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/8281 E.  ,  2016/540 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı tarafından, 15.04.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulune karar verilmiştir.
    Hükmü davacı temyiz etmiştir.
    Bir davada sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, taraflardan delillerinin sorulup saptanması, gösterilecek ve davanın sonucunu etkileyecek tüm delillerin eksiksiz toplanması, ilgili yerlerden gerekli belgelerin getirtilmesi, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekir. Bunun yanında mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davaların çekişmesiz yargıya tabi olması nedeniyle re"sen araştırma prensibinin uygulanacağı, mirasçılar tarafından açılmış bu tür davalarda davacının sadece kendisinin mirasçı olduğunu, başka bir deyişle kendisi ile muris arasındaki soybağını kanıtlamak zorunda olduğu, başka mirasçı bulunup bulunmadığının ve miras paylarının ise mahkemece re"sen belirleneceği de kuşkusuzdur.
    Öte yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 30. maddesinde doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir.
    Somut olaya gelince, davacı dava dilekçesinde muris ..."nün mirasçılarından olduğunu, murisin mirasçısı olarak kendisinden başka eşi ..... .., kızı ..... ..... ve oğlu .... ...."nün bulunduğunu, kardeşi ......"nün 403 sayılı Kanunun 25. maddesinin (ç) bendi uyarınca Bakanlar Kurulu"nun 22.09.1991 tarihli ve 2288 sayılı kararıyla Türk vatandaşlığı kaybettirildikten sonra 28.04.2014 tarihinde vefat ettiğini belirterek mirasçılık belgesi verilmesini istemiştir.
    Davacı tarafından murisin oğlu ....."nün vefat ettiği ileri sürüldüğü halde mahkemece bu husus araştırılmadan murisin oğlu ......"ye miras hissesi olarak bir pay verilmiştir. Murisin diğer mirasçılarının belirlenmesinin mahkemenin görevine girdiği gözetilerek davada sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için mahkeme tarafından ......"nün yaşayıp yaşamadığı araştırılmalı, ölmüşse çocuklarının kimler olduğu saptanmalıdır. Bu saptamanın yapılabilmesi için öncelikle davacı ve kimliği belirlenen diğer mirasçılardan bu hususlar sorulmalı, gerekirse re"sen tanık dinlenmeli ve zabıta araştırması yapılmalı, nüfusta kayıtlı iseler nüfus aile kayıtları getirtilmelidir.
    Ayrıca mirasçılardan ........"nün Türk vatandaşlığından çıkarıldığı bildirilmekle, ...........Bakanlığından sorularak ......."nün vatandaşlık durumunun tespiti, vatandaşlıktan çıkarılmış ise 403 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu"nun 29 ve 35. madde hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
    Mahkemece murisin oğlu ........"nün ölü olup olmadığı araştırılmadan ve Türk vatandaşlığını kaybetmişse 403 sayılı Kanun hükümleri karşısında hukuki durumu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 20.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.