17. Hukuk Dairesi 2015/13767 E. , 2018/7134 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü;
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ... şirketi tarafından sigortalı bulunan, davalı ..."ya ait davalı ... yönetimindeki ticari aracın davacıya çarpması sonucu davacının malul olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi 20.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 25.000,00 TL tazminatın davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, 1.768,46-TL maddi tazminatın davalı ... şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile dava sigorta şirketi açısından diğer davalılar açısından 13.04.2012 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 1.000,00-TL manevi tazminatın 13.04.2012 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Davalı ..."ın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL"na çıkartılmıştır.
Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verilmiş olup mahkemece verilen karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı ..."ın temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi (Mülga TBK. md. 56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerekir. Tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktır. Somut olayda davacı maluliyeti nedeniyle 20.000,00 TL manevi tazminat talep etmiş, mahkemece 1.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Davacı davaya konu trafik kazası sonucu el bileğinden %6.3 oranında daimi malul kalmıştır. Davacının yaralanmasının niteliği, kusur oranı, kaza tarihi, duyulan acı gibi nedenler dikkate alındığında, davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarı, duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde değildir. Hükmedilen manevi tazminat bir miktar az olup, daha üst düzeyde manevi tazminat takdiri için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... yönünden verilen karar kesin nitelikte olduğundan davalının temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalı ..."a geri verilmesine 12/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.