16. Ceza Dairesi 2019/5645 E. , 2021/2061 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.07.2018 tarih ve 2017/385 - 2018/385 sayılı kararı
Suç : Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : 1)Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçu yönünde katılan vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi,
2) Sanıklar ..., ..., hakkında TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri ve sanık ... hakkında TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 221/4, 62, 53, 58/9, 63, 221/5 maddeleri uyarınca hükmedilen mahkumiyet kararlarına ilişkin sanıklar ve müdafilerinin istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE, diğer sanıklar yönünden hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafiilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin CMK"nın 299. maddesi uyarınca REDDİNE,
I- Katılan T.C. Cumhurbaşkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden kurulan mahkumiyet kararlarına yönelik T.C. Cumhurbaşkanlığı vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde; suçun niteliği itibariyle suçtan doğrudan zarar görmediği, bu suça yönelik davalar yönünden katılma hakkı bulunmadığı ve bu dava yönünden hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan kurulan hüküm verilmesine yer olmadığına dair kararın ise CMK"nın 223. maddesine göre hüküm niteliğinde olmayıp, temyizi kabil kararlar mahiyetinde öngörülmediğinden, temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nın 296/1 ve 298/1. maddeleri uyarınca REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
II- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden Bölge Adliye Mahkemesi karar başlığında ... ve ... yönünden "17.08.2016" yerine "27.08.2016" olarak yazılması mahallinde giderilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.
Diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle, sanık ..."ın ByLock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanaklarının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükümlere esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafiilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden, CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1)Sanık ... yönünden;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği gözetilmekle;
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme raporunun getirtilip, tespit ve değerlendirme raporunun temin edilememesi halinde sanığın teknik olarak bu programı kullandıklarının tespiti açısından HIS (CGNAT) ve HTS kayıtları üzerinde alanında uzman bağımsız bilişim uzmanı bilirkişi incelemesi yaptırılarak buna ilişkin rapor aldırılıp, ayrıca UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankası üzerinden sanıkla ilgili beyan bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa onaylı suretleri dosyaya getirtilip, gerekirse tanık veya tanıkların duruşmaya çağrılıp dinlenildikten sonra ve temyiz aşamasında etkin pişmanlık kapsamında kısmi bilgi veren ve aynı mahaldeki polislere imamlık yaptığı anlaşılan dosyanın diğer sanığı ..."ün duruşmada dinlenilip sanıkla ilgili anlatımlarına başvurularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini ve takdiri gerekirken sanığın ByLock kullanıcısı olduğuna dair yetersiz ByLock sorgu tutanaklarına dayanılarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2)Sanıklar ..., ..., ... yönünden;
Sanık ... ve sanıklar müdafiilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK"nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen tehlike ile sanıkların kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak makul bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, temel ceza belirlenirken teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden Bölge Adliye Mahkemesi gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sanık ... yönünden "17.08.2016" olarak gösterilmemesi,
3) Sanık ... yönünden;
Sanık ... ve müdafiinin sair temyiz itirazların reddine, ancak;
Sanığın temyiz aşamasında 08.02.2021 tarihli dilekçesi ile gizli tanık sıfatıyla ek ifade vererek gerekli indirimlerden yararlanmak istediğini bildirmesi üzerine, Dairemizin 25.02.2021 tarihi itibariyle sanığın tutuklu bulunduğu cezaevine yazılan müzekkere uyarınca dosyaya gönderdiği 02.03.2021 tarihli dilekçesinde de örgütle irtibatına ilişkin kısmi bilgiler verdiği nazara alındığında, sanığın duruşmada hazır edilerek etkin pişmanlık kapsamında etraflıca beyanları alınıp, verdiği bilgilerin örgüt içerisindeki kaldığı süre, örgütsel faaliyet ve konumuna uygun faydalı bilgiler olup olmadığı, eldeki bilgilerle örtüşüp örtüşmediği ilgili birimlerden sorulup değerlendirilerek sonucuna göre hakkında 5237 sayılı TCK"nın 221/4-2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve sanıklar ..., ..., ..., ..., ... müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebepten dolayı CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ..."ün tutuklulukta geçirdiği süre, mevcut delil durumu, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı gözetilerek tutukluluk hallerinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyeti Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.