Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/104
Karar No: 2021/1738
Karar Tarihi: 24.03.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/104 Esas 2021/1738 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2021/104 E.  ,  2021/1738 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar davacı (mirasçıları) vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, harici taksim, hile ve sahtecilik iddialarına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakandan kalan taşınmazları 1974 yılında tüm mirasçılar bir araya gelerek haricen taksim ettiklerini ve çekişmeli 439 ile 1431 sayılı parsellerin de kendisine isabet ettiğini, ancak noterde düzenlenen 11.09.1974 tarihli “...”ndeki paylaşımın harici taksime uygun olmadığını, bu senede göre tapuda yapılan 24.09.1974 tarihli taksim sözleşmesinin de geçersiz bulunduğunu, okuma-yazma bilmemesinden faydalanılarak ibra senedinin hile ile düzenlendiğini, resmi taksim sözleşmesinde de yer almadığı halde adına kaşe mühür kullanıldığını ileri sürerek tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında 27.01.2012 tarihinde ölümü üzerine mirasçıları ..., ... ve ... tarafından davaya devam edilmiştir.
    Davalı taraf, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen karar, Dairece; “Somut olayda davacı, iddia ettiği harici taksime uygun biçimde taşınmazları kullanageldiğini ve hileye 2004/405 es.s. dava devam ederken vakıf olduğunu ileri sürdüğüne ve davalılarca bunun aksini gösterir bir delil gösterilmediğine göre, hile iddiası bakımından davanın süresinde açıldığının kabulü gerekir. Öte yandan, sahtecilik iddiasının ise herhangi bir süreye tabi olmadığı ve kanıtlandığı takdirde işlemin hukuken malül sayılacağı tartışmasızdır. Hal böyle olunca, ileri sürülen iddialar üzerinde yeterince durulması, bütün delillerin eksiksiz toplanması, delil olarak dayanılan ibra senedinde ve 24.09.1974 tarih 918 yevmiye sayılı resmi akitte yer alan tanıkların dinlenilmesi; diğer taraftan, davacının resmi akit düzenlenirken bizzat hazır bulunup bulunmadığının ve kaşe-mühür kullanıp kullanmadığının açıklığa kavuşturulması, ondan sonra tüm dosya içeriği birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilmesi doğru değildir.” gerekçesi ile bozulması üzerine, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “Hâl böyle olunca; öncelikle Dairenin bozma ilamında işaret edilen soruşturmanın eksiksiz olarak yerine getirilmesi, her ne kadar akit tanıkları hayatta değil ise de sahtecilik iddiası bakımından davacının ne tür imza kullandığının seçim kurulu, bankalar ve diğer kurumlardan araştırılması, kaşe-mühür kullanıp kullanmadığının açıklığa kavuşturulması, sahtecilik iddiasının kanıtlanamadığı durumda ise hile iddiası bakımından gerekirse taraf tanıklarının yeniden dinlenilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bozma gereği yerine getirilmeden eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesi ile bozulması üzerine, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan, davacı ile ...ve ...dışındaki davalıların 13.01.1970 tarihinde ölen ..."ın mirasçıları oldukları; 11.09.1974 tarihinde noterde düzenlenen ""..."" başlıklı belge ile, muristen kalan 432, 433, 485 ve 499 sayılı parsellerle ilgili yapılan taksimatta davacıya 485 sayılı parselden 2 dönüm yer ile 432 sayılı parselin verileceğinin kararlaştırıldığı, belge düzenlenirken davacının ... izi kullandığı ve iki de şahit bulundurulduğu; tapuda düzenlenen 24.09.1974 tarih 918 yevmiye sayılı resmi akitte ise, ibra senedine uygun biçimde rızai taksim yapıldığı ve 485 sayılı parselin 1431 ve 1432 sayılı parseller olarak ikiye ayrılmasının ve bunlardan 2000 m2.lik 1432 sayılı parsel ile 432 sayılı parselin müstakilen davacı adına, 439 sayılı parsel ile 1431 sayılı parselin ise ... ve Dürdane Dağ adlarına tescillerinin kararlaştırıldığı ve bu durumun aynen sicile yansıtıldığı, resmi akitte davacının ismi altına kaşe-mühür vurulduğu ve iki de şahidin yer aldığı; 1975 ve 1976 yıllarında ... ile Dürdane Dağ"ın 439 ile 1431 sayılı parselleri..."na satış yoluyla devrettikleri; sonrasında ... tarafından 1997"de ölen..."nun mirasçıları ...ve ...aleyhine 07.09.2004 tarihinde 2004/405 esas sayılı dava açıldığı ve 439 ile 1431 sayılı parsellerin inançlı işleme dayalı olarak ..."na devredildiği ileri sürülerek iptal-tescil istendiği, yargılaması sırasında 439 sayılı parsel hakkındaki davanın atiye terkedildiği, 1431 sayılı parsel hakkındaki davanın ise yazılı belge ile kanıtlandığından bahisle ..."a ait 2/3 payının iptaline ve ... adına tesciline karar verildiği, derecattan geçerek 17.07.2009"da kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğacağı ve mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu belirtilmelidir.
    Somut olayda; bozma ilamına uyulmakla, bozma ilamı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması gerektiği, ne var ki bozma ilamına uyulmakla birlikte bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
    Şöyle ki; Dairenin ikinci bozma ilamında mahkemece yapılması gereken işler açıkça belirtilmiş olmasına ve sahtecilik iddiası bakımından davacının ne tür imza kullandığının seçim kurulu, bankalar ve diğer kurumlardan araştırılması, kaşe-mühür kullanıp kullanmadığının açıklığa kavuşturulması, sahtecilik iddiasının kanıtlanamadığı durumda ise hile iddiası bakımından gerekirse taraf tanıklarının yeniden dinlenilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği üzerinde durulmuş olmasına rağmen, söz konusu bozma gereklerinin yerine getirilmediği, davacının değil, murisin oğlu, davalılar Zemine,Behiye ve Ali’nin babası olan ... ile ilgili olarak imza araştırması yapılması için çeşitli kurumlardan imza örneklerinin istendiği, tanıkların dinlenmediği, eksik araştırma ile sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca; önceki bozma ilamında belirtilen hususların eksiksiz ve doğru bir şekilde yerine getirilmesi, toplanan ve toplanacak delillerin bir arada değerlendirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan inceleme ve araştırma ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacı (mirasçılarının) yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi