3. Hukuk Dairesi 2017/1794 E. , 2017/2790 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davalı kiracının kira bedellerini ödemediğini, kiracının ilk yıl kiralanana 8.000 TL masraf yapacakken 2.500 TL masraf yaptığını belirterek 17.500 TL kira alacağının tahsilini istemiştir.
Davalı vekili dilekçesinde, taşınmazı 30.10.2010 tarihinde tahliye ettiklerini, taşınmaza 8.000 TL imalat yaptıklarını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece tahliye tarihinin 30.09.2010 olduğu esas alınarak, 5 aylık kira borcunun 8.333 TL olduğu, kiracının ödediği 6.000 TL mahsup edilerek bakiye 2.333 TL nin tahsiline karar verilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalının temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
Kural olarak kiracı tarafından kiralanana yapılan faydalı ve zorunlu imalat bedellerinin dava tarihi itibarıyla uygulanması gereken vekâletsiz işgörme ( BK m. 414) ve sebepsiz zenginleşme (BK m. 61 vd.) hükümlerine göre kiraya verenden istenmesi mümkündür. Yerleşik uygulama, kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların yapıldığı tarih itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 527. maddesi ( mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu"nun, 414. maddesi ) kapsamında vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kiraya verenden isteme hakkı olduğu yönündedir. Kural olarak bu gibi zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle kiracı kiralananda kalan ve kiraya veren tarafından benimsenen imalat için sebepsiz zenginleşilen oranında ve yapıldıkları tarih itibarıyla rayiç bedeller üzerinden bedelin tazmini talep edebilir.
Taraflar arasında imzalanan 01.06.2010 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 6. maddesinde; yıllık 20.000 TL kira bedelinden 2.000 TL hemen, 2.000 TL nin 30.06.2010 tarihinde ödeneceği, 8.000 TL nin 30.09.2010 tarihinde ödeneceği, kalan 8.000 TL nin işletmenin boyanmasında ve zemin yapımında kullanılacağı kararlaştırılmıştır. Davalı kiracı sözleşmede kararlaştırılan 8.000 TL bedelindeki imalatın yapıldığını savunmuş, davacı ise 2.500 TL imalat yapıldığını ileri sürmüştür. Kiracı tarafından kiralanan yere bir takım imalat ve tesisler yapıldığı hususu davacının da kabulündedir. Mahkemece kiracının kiralanan üzerine yaptırdığı faydalı ve zaruri imalat ve tesislerin tereddüte yer vermeyecek şekilde tek tek tespit edilip belirlenmesi, bu imalat ve tesislerin taşınmazın değerini artırıcı nitelikte olup olmadıkları araştırılıp değer artırıcı imalatlar ise yapım tarihlerindeki yıpranma payı düşürülmüş değerinin gerekirse yerinde keşif yapılarak konusunda uzman bilirkişi yada bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle belirlenip, talep edilen alacaktan mahsup edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz talebinin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.