11. Hukuk Dairesi 2015/8138 E. , 2016/3104 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İAsliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 16.02.2015 tarih ve 2014/116-2015/67 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi tüm taraflar tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... Kalkan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin oğlu ve kardeşi olan müteveffanın 30.07.2008 tarihinde ... seferini yapan trende seyahat ederken uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybettiğini, olayın meydana gelmesinde davalı idarenin güvenliğin sağlanması yönündeki ihmalleri nedeniyle kusur ve sorumluğunun bulunduğunu, müvekkillerinin manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek, her bir müvekkili için ayrı ayrı 50.000 TL manevi tazminatın 30.07.2008 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, husumet itirazında bulunmuş, müvekkilinin olayın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, talep edilen tazminat miktarının da fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, dosya bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi raporu alındığı, raporda ...nun kusur oranın %75 TCDD işletmesinin kusur oranının ise %25 olduğunu bildirdikleri, kusur oranları tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığı belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile davacı ... Sıdıka için 20.000,00 TL, davacı ... için 10.000,00TL manevi tazminatın 30.07.2008 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, tüm taraflar temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, demiryolu ile yolcu taşıma sözleşmesinin ihlali nedeniyle yolcunun öldüğü iddiasına dayalı olarak yolcu yakınları olan davacıların manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dairemiz uygulamaları ve 6103 sayılı Kanun"un 2/1-a maddesi gereğince, olaya uygulanması gereken 6762 sayılı TTK"nın 806. maddesi uyarınca, taşıyıcı, yolcuları gidecekleri yere sağ ve salim olarak ulaştırmakla mükelllef olup yolcunun kaza neticesinde ölmesi halinde onun yardımından mahrum kalan kimseler uğradıkları zararlara karşılık taşıyıcıdan tazminat isteyebileceklerdir. Taşıyıcı, kazanın kendisine veya yardımcılarına
yükletilmesi mümkün olan bir kusurdan doğmadığını ispat ettiği takdirde tazminattan kurtulabilir. Öte yandan, 6762 sayılı TTK"nın 798. maddesi uyarınca, yolcular, taşıyıcılar tarafından iç hizmetleri tanzim için konmuş olan usul ve talimatı ihlal etmemekle mükelleftirler.
Dosya kapsamı uyarınca, somut olay, davalı işletmeye ait banliyö treninde seyahat eden ve davacı ..."nin oğlu, diğer davacının ise kardeşi olan müteveffa yolcunun, elindeki telefonu ani bir hareketle çalıp kaçan şahsı yakalamak amacıyla arkasından koşarken, şahsın trenden atlaması üzerine kendisinin de hareket halindeki trenden atladığı sırada düşerek başını peron betonuna çarpması sonucu vefat etmesi biçiminde gerçekleşmiştir. Olay sırasında gerek trende ve gerekse de olayın vukubulduğu istasyonda davalı işletmeye ait güvenlik personeli bulunmadığı, keza hareket halindeki trenin kapılarının otomatik olarak kapalı tutulmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece bozmaya uyularak alınan bilirkişi rapor ve ek raporu benimsenmek suretiyle davalı işletme %25 kusurlu kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Davalı işletmeye izafe edilen kusur, Dairemize yansıyan başkaca dava dosyalarında yolcunun hareket halindeki trenden inmek yahut hareket halindeki trene binmek isterken meydana gelen ölümlü yahut yaralamalı vakalarda benimsenmiş kusur oranına uygun olmakla birlikte, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, müteveffa yolcuyu hareket halindeki trenden atlamaya iten saikin, davalı işletmenin her biri olayın oluşmasında etkili olan birden fazla ihmali eyleminden kaynaklandığı nazara alınmaksızın değerlendirme yapıldığı anlaşılmaktadır. Bir diğer söyleyişle, işbu dava konusu somut olayı, diğer benzer olaylardan ayıran özellik, kusur dağılımında nazara alınmamıştır. Gerçekten de, davalı işletmenin yeterli güvenlik ve işletme önlemini almış olması halinde söz konusu kapkaç olayının gerçekleşmemesi, gerçekleşmiş olması halinde dahi kapkaç olayını gerçekleştiren kişinin tren hareket halinde iken atlayarak kaçması gibi bir olayın meydana gelmeyecek olması kuvvetle muhtemeldir. Böyle bir durumda da, eğitimli bir kişi olduğu anlaşılan müteveffa yolcuda, aniden gelişen olayın oluşturduğu tehevvür ve paniğin etkisinin sınırlı olacağı, yolcunun TMK"nın 981. maddesinde anlamını bulan kuvvet yoluyla zilyetliğini koruma gayretine girişmeyeceği yahut bunu daha ölçülü yapabilecek bir psikoloji içerisinde olacağı, hareket halindeki trenden atlamak gibi tedbirsiz ve talimata aykırı bir davranışı göstermeyeceği, sonuçta da davacıların zararını mucip ölüm olayının meydana gelmeyeceği gibi hayatın olağan akışı içerisinde söylenebilecek hususlar mahkemece değerlendirilmemiştir. Bu nedenle, somut olayın özelliği gözden kaçırılarak müteveffa yolcuya %75 gibi yüksek bir oranda kusur izafe edilmek suretiyle manevi tazminat miktarının belirlenmesi doğru değildir. Şu halde, 818 sayılı BK"nın 44. maddesi çerçevesinde, yeniden inceleme-değerlendirme yapılmak ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere, mahkemece verilen kararın davacılar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, yerel mahkeme kararının davacılar yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.535,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davacılara iadesine, 21.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.