Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7123
Karar No: 2017/2774
Karar Tarihi: 08.03.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/7123 Esas 2017/2774 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/7123 E.  ,  2017/2774 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; 132410 numaralı elektrik abonesi olduğunu, davalı tarafça 30/03/2012 tarih ve 491 sayılı yazısı ve ekindeki fatura ile, elektrik sayaç okuma işleminde yanlış çarpan kullanılması nedeniyle 5 yıllık eksik olarak alınan elektrik bedeli olan toplam 52.435,40 TL"nin ödenmesinin istendiğini, Elektrik Pisayası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 23. maddesi gereğince, hatalı bildirimde bulunulması halinde eksik bedelin müşteriden tahsil edilebileceğini, ancak tahakkuka esas süre doğru bulgu ve belgelerin bulunması halinde 12 ay, bulunmaması halinde ise 90 günü aşamayacağını, bu nedenle tahakkuk ettirilen faturanın iptaline, bilirkişice tespit edilecek bir yıllık elektrik bedelini ödemelerine, bakiye kısım açısında borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; açılan davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; yanlış sayaç çarpanı uygulanması nedeniyle bilirkişi raporu ile tespit edilen eksik tahsil edilen elektrik bedeli olan 53.742,37 TL"nin davacıdan istenebileceği, ancak taleple bağlılık ilkesi nedeniyle davacı şirketin davalıya 52.435,40 TL borçlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Temyiz incelemesi neticesinde Dairemizin 2014/11081 esas 2015/3893 karar sayılı ilamıyla “ Uyuşmazlık; davalı ... şirketinin, çarpan farkını yanlış uygulayarak hatalı ödeme bildiriminde bulunması nedeniyle, bu olayda kusuru bulunmadığı iddia edilen davacı abonenin tahakkuk ettirilen fatura bedelinden sorumlu tutulup tutulmayacağı noktasında toplanmaktadır.


    1- Davalı şirketin endeks okumalarında 2007 yılı 4. ayı ile 2012 yılı 3. ayı arasında çarpan farkını yanlış uygulaması nedeniyle davaya konu uyuşmazlığın doğduğu dosyadaki belgelerle sabittir. Bu nedenle kural olarak; davalı idarenin kendisine düşen edimi ifada ihmal gösterdiği, dolayısıyla BK.nun 98/2 nci maddesi delaletiyle sözleşme ilişkilerine de uygulanması gereken BK.nun 44. maddesi uyarınca müterafik kusurlu olduğu açıktır (HGK."nun 22.05.2012 günlü ve 2002/19-340 E.-2002/420 K., 13.Hukuk Dairesinin 19.01.2004 günlü ve 2003/321 E.- 2003/72 K. sayılı ilamları).
    Hal böyle olunca, mahkemece; davalı kurum tarafından çarpan farkının yanlış uygulanması nedeniyle davacı aleyhine tahakkuk ettirilen bedel hakkında, davalı şirketin müterafik kusuru nedeniyle 818 sayılı BK. nun 98/2 maddesi delaletiyle 44. maddesi uyarınca (6098 sayılı TBK.nun 114/2 maddesi delaletiyle 52. maddesi) indirim yapılması suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
    2- Bundan ayrı; mahkemece itibar edilen bilikişi raporunda yapılan hesaplamada; iletim, dağıtım ve perakende satış hizmeti bedellerinin ilave edildiği görülmektedir. Ayrıca, bilirkişi raporunda, hesap edilen kaçak enerji bedeline, ne kadar kayıp-kaçak bedeli ilave edildiği hususunda da bir açıklık yoktur.
    Bu durumda; kayıp-kaçak, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmeti bedellerinin, kaçak tahakkuk bedeline ilave edilip edilmeyeceği hususlarının tartışılıp, değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile; elektrik enerjisini kaçak kullanmayan abonelerden kayıp-kaçak bedeli alınamayacağı içtihadında bulunulmuştur. Dairemiz de, Genel Kurul kararındaki ilkeleride benimseyerek, kayıp-kaçak bedeli yanında, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin de dağıtım şirketleri tarafından elektrik abonelerinden alınamayacağına karar vermiştir.
    Buna göre; mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek, davacı taraftan, kayıp-kaçak, dağıtım, iletim ve perakende satış hizmeti bedellerinin tahsil edilemeyeceği kabul edilip; bilirkişiden, açıklanan husus göz önüne alınıp, yeniden ek rapor düzenlemesinin sağlanması ve oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekmektedir.” gerekçeleriyle bozulmasına karar verildiği görülmektedir.
    Söz konusu bozma ilamı uyarınca mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı şirket hakkında 30/03/2012 tarihli 491 sayılı yazı kapsamında 5 yıllık eksik alındığı ifade edilen 52.435,40 TL lik fatura borcundan dolayı bilirkişi ek raporundada kayıp kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti bedelleri düşüldükten sonra ortaya konan 45.844,35 TL den TBK 114/2,52. Maddeleri delaleti ile hakkaniyet ölçüsünde %10" oranında indirim yapılarak olarak davacının 41.259,915 TL lik kısmından borçlu olduğunun, 11.175,48 TL lik kısmından dolayı ise borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın tüm davalının müterafik kusur indirimi yapılmasına yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) Yukarıda da açıklandığı üzere; mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmiştir.
    Bu aşamada usulü kazanılmış hak müessesinin açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
    ../...
    -3-

    Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usulü kazanılmış hak olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK).
    Mahkemenin bozmaya uymasından, eş söyleyişle usulü kazanılmış hakkın doğmasından sonra o konuda yeni bir kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usulü kazanılmış hak, hukukça değer taşımayacaktır. Bir başka ifadeyle, sonradan çıkan yeni kanunun, mahkemelerde ve Yargıtay’da görülmekte olan bütün dava ve işlere uygulanması, dolayısıyla usulü kazanılmış hakkın gerektirdiği yönde değil, yeni kanun kapsamında inceleme yapılarak hüküm verilmesi gerekecektir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.10.2010 günlü 2007/5-11 E. 2010/541 K., 27.10.2010 günlü 2008/5-13 E. 2010/545 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir).
    Nitekim, uyuşmazlığın temyiz yolu ile Dairemize geldiği aşamada geçmişede etkili olan 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun "17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; "Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır." hükmüne yer verilmiştir.
    Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"na eklenen;
    Geçici madde 19; "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." hükmünü,
    Geçici madde 20; "Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır." hükmünü içermektedir.
    Görüldüğü üzere, artık usulü kazanılmış hakkın gerektirdiği yönde değil, sonradan çıkan ve 17.06.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” çerçevesinde inceleme yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği açıktır.
    Hal böyle olunca, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalar da) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin


    bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.
    3- ) Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazı incelenmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın tüm davalı tarafın müterafik kusur indirimi yapılmasına yönelik temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı taraf yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre davalı tarafın sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı tarafa iadesine, HUMK"nun 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/03/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi