11. Ceza Dairesi 2015/8136 E. , 2017/8209 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik suçuna iştirak
HÜKÜM : Zamanaşımı nedeniyle düşme
1-Sanık hakkında “Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık“ suçundan kurulan zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu‘nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu‘nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun‘un 9. maddeleri hükmü karşısında; yüklenen kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırları itibarıyla tabi olduğu, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK"nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davasının 765 sayılı TCK"nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca düşürülmesi yerine, 765 sayılı TCK"nın 102/4 ve 104/2. maddeleri gereğince ortadan kaldırılmasına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Yasanın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan “...ortadan kaldırılmasına” yazılı bölüm çıkartılarak, yerine “5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca düşürülmesine" denilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık hakkında “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçuna iştirak“ suçundan kurulan zamanaşımı nedeniyle düşme hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Sanığın şerikleri hakkında tefrik olunan İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi‘nin 18.10.2012 tarih ve 2002/543 Esas-2012/319 Karar sayılı ilamı ile atılı suçtan kurulan mahkumiyet hükmü ile sanığın üzerine atılı suça ilişkin zamanaşımı kesintiye uğradığından, iddianame tarihi olan 15.12.2003 tarihinden inceleme tarihine kadar asli zamanaşımının dolduğuna ilişen tebliğname düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanığın üzerine atılı eylemin 765 sayılı TCK’nın 339/1. (5237 sayılı TCK’nın 204/2) maddesinde öngürülen “memurun resmi belgede sahteciliği suçuna iştirak” kapsamında bulunduğu değerlendirilerek yapılan incelemede; sanığın eyleminin 765 sayılı TCK‘nın 342. maddesinde kaldığının kabulü ile zamanaşımı yönünden 5237 sayılı Kanun‘un lehe olduğu değerlendirilerek 5237 sayılı TCK‘nın 66/1-e ve 67/4. maddeleri gereğince hüküm kurulmuş ise de; atılı suçun yasada gerektirdiği cezasının alt ve üst sınırı dikkate alındığında suç tarihi itibarıyla 765 sayılı TCK‘nın 102/3 ve 104/2 maddelerinde öngörülen 15 yıllık dava zamanaşımının lehe olduğu anlaşılmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliğine iştirak” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibarıyla tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK’nın 102/3 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, sanığın şerikleri konumunda bulunan diğer sanıklar hakkında tefrik olunan İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi‘nin 18.10.2012 tarih ve 2002/543 Esas-2012/319 Karar sayılı ilamı ile atılı suçtan kurulan mahkumiyet hükmü ile kesintiye uğradığı ve dava zamanaşımının, suçun işlendiği 29.05.2001 tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleşmediği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden işlemeye başlayan dava zamanaşımının suçun işlendiği 29.05.2001 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği bu hususta aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi olanaklı olduğundan, sanık hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nın 102/3, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 27.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.