13. Hukuk Dairesi 2017/5214 E. , 2019/818 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı yüklenici şirket, dava dışı işçi tarafından kıdem tazminatı ve yıllık izin alacağı için alt işveren olarak kendilerine ve asıl işveren olarak davalı üniversiteye dava açıldığını, icra tehditi altında 25.777,00 TL tazminatı yüklenici olarak ödemek zorunda kaldıklarını ne var ki işçinin bünyelerinde yalnızca 2 yıl 6 ay 27 gün çalıştığını, davalı asıl işverenin 6552 sayılı yasa nedeni ile bu alacaktan tamamen sorumlu olduğunu, bu alacağın davalıdan tahsililne karar verilmesi gerektiğini Mahkeme aksi kanaatte ise kendi dönemlerine düşen kısımdan yarı yarıya sorumluluk esası dikkate alınarak karar verimesi gerektiğini, ayrıca diğer davalı şirketin de 18.7.2000 - 30.12.2000 arasındaki sözleşme döneminde sorumlu olduğunu ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı üniversite, aralarındaki sözleşme hükümleri gereğince yüklenicinin tamamen sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini dilemiş, diğer davalı şirket ise davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne, davanın ... Üniversitesi Rektörlüğü yönünden reddine, ... Tem. Paz. San. A.Ş. aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, 2.673,03 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazla talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı yüklenici şirket, dava dışı işçi için ödemek zorunda kaldığı işçilik alacaklarının davalı asıl işveren ve diğer yüklenici şirketten rücuen tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemece temin edilip, hükme esas alınan raporda, asıl işverene yasal olarak alt işverenin rücusunu düzenleyen yasa hükmü bulunmadığı bu kapsamda davacının davalı üniversiteye başvuramayacağı, diğer davalı şirket yönünden ise çalıştığı süre ile orantılı olarak rücu edilebileceği vurgulanmıştır. Ne var ki, gerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerekse mahkeme gerekçesinde taraflar arasında mevcut ihale sözleşmeleri incelenmemiştir. Hal böyle olunca, bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmayıp, Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmeler ve eki şartnameler dikkate alınarak uzman bilirkişi tarafından, taraf, hakim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor temini ile sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yetersiz ve denetime elverişsiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.