18. Ceza Dairesi 2018/767 E. , 2018/9458 K.
"İçtihat Metni" İşyeri dokunulmazlığının ihlâli suçundan suça sürüklenen çocuk ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 116/2, 31/2, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Ayvalık 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/02/2014 tarihli ve 2013/248 esas, 2014/77 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “Suça sürüklenen çocuk hakkında atılı suçtan mahkûmiyet hükmü kurulurken, Çocuk Koruma Kanunu"nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20/1-7. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuğun işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılmasının gerekli olduğu, mahkemece sosyal inceleme raporuna gerek görülmediği takdirde ise aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca gerekçesinin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.” Denilmektedir.
I- Olay:
Suça sürüklenen çocuk hakkında Ayvalık Cumhuriyet Başsavcılığı"nca hırsızlık, mala zarar verme ve iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme ithamları ile yürütülen soruşturma sonucunda düzenlenen iddianamenin Ayvalık 1. Asliye Ceza Mahkemesine sunulduğu, suça sürüklenen çocuk hakkında iddianamenin kabulü kararı ile başlayan yargılama sonucunda her üç suçtan da mahkumiyet hükmü kurulduğu, iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde öngörülen cezanın miktar olarak temyiz sınırının altında olduğu, diğer suçlardan kurulan hükümlerin Yargıtay 2. Ceza Dairesince, kanun yararına bozulma talebindeki istem gibi bozulmasına karar verildiği, iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan kurulan ve verildiği anda kesin olan ceza yönünden de kanun yararına bozulması talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Hukuksal Değerlendirme:
Çocuk Koruma Kanunu"nun 35. maddesinde: “ (1) Bu Kanun kapsamındaki çocuklar hakkında mahkemeler, çocuk hâkimleri veya Cumhuriyet savcılarınca gerektiğinde çocuğun bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren inceleme yaptırılır. Sosyal inceleme raporu, çocuğun, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin mahkeme tarafından takdirinde göz önünde bulundurulur.
(2) Derhâl tedbir alınmasını gerektiren durumlarda sosyal inceleme daha sonra da yaptırılabilir.
(3) Mahkeme veya çocuk hâkimi tarafından çocuk hakkında sosyal inceleme yaptırılmaması hâlinde, gerekçesi kararda gösterilir.” hükümleri;
Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"in 20. maddesinde de: “(1) Kanun kapsamındaki çocuklar hakkında mahkemeler, çocuk hâkimleri veya Cumhuriyet savcılarınca gerektiğinde çocuğun bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren inceleme yaptırılabilir. Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında çocuğun, veli veya vasisi ya da müdafi veya bu kimselerin avukatları da mahkeme veya çocuk hâkimine müracaat ederek çocuk hakkında sosyal inceleme yapılmasını talep edebilirler.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını bitirmiş onbeş yaşını doldurmamış bulunan çocuklar ile onbeş yaşını doldurmuş ancak onsekiz yaşını doldurmamış sağır ve dilsizlerin işledikleri fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından sosyal inceleme yaptırılması zorunludur.
(3) Fiili işlediği sırada oniki yaşını bitirmiş onbeş yaşını doldurmamış bulunan çocuklar ile onbeş yaşını doldurmuş ancak onsekiz yaşını doldurmamış sağır ve dilsizlerin işledikleri fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığını takdir yetkisi münhasıran mahkemeye aittir. Sosyal incelemeyi yapan bilirkişi, çocuğun içinde bulunduğu aile ortamı, sosyal çevre koşulları, gördüğü eğitim, fiziksel ve ruhsal gelişimi hakkında bir rapor düzenler. Hâkim, bu yaş grubuna giren çocuğun kusur yeteneğinin olup olmadığını takdir ederken, görevlendirdiği bilirkişinin hazırlamış bulunduğu raporda yer verilen gözlem, tespit ve değerlendirmeleri gözönünde bulundurur.
(4) İkinci ve üçüncü fıkralardaki hâllerde, hâkim veya mahkeme, sosyal inceleme raporu ile birlikte çocuğun işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin belirlenebilmesi amacıyla adlî tıp uzmanı, psikiyatrist ya da zorunluluk hâlinde uzman hekimden görüş alır.” hükümleri düzenlenmiştir.
İncelenen dosya kapsamında suça sürüklenen çocuğun yargılandığı iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme suçu ile ilgili olarak sosyal inceleme raporu aldırılmadan ve bunun sebebi gerekçede gösterilmeden suça sürüklenen çocuk hakkında mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırı olduğu belirlenmekle kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekmiştir.
III- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Ayvalık 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 11/02/2014 tarihli ve 2013/248 esas, 2014/77 karar sayılı hükmünün, iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme suçu yönünden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 18/06/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.