Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/1745 Esas 2017/2755 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1745
Karar No: 2017/2755
Karar Tarihi: 08.03.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/1745 Esas 2017/2755 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/1745 E.  ,  2017/2755 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, 25.03.1994 başlangıç tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesi ile ... Otogarında 2 adet işyerinin kiracısı olduğunu, uzayan dönemde kira bedellerini %10 olarak artırarak ödemesine rağmen davalı Belediyenin tek yanlı olarak kira bedellerini belirleyerek kira farkı ve gecikme zammı 54.234,20 TL borcu olduğunu bildirdiğini ve bu borç nedeniyle davalı Belediyenin kiracı olduğuna ilişkin belgeyi kendisine vermediğini ve ihalelere katılamadığını belirterek, davalıya 54.238,20 TL borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı cevap dilekçesinde, uyuşmazlığın 2005-2010 yılları arasındaki kira farklarından meydana geldiğini, davalı kiracının belediye encümenince belirlenen kira bedellerini ödemediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, kira farklarının tahsili için bir icra takibi, dava veya ihtar yapılmadığından, davacının dava açmakta hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, icra takibi veya ihtar yapılmadan önce borçlunun menfi tespit istemekte hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davacı kiracının başvurusu üzerine, davalı alacaklı davalının 54.238,20 TL kira farkı ve gecikme zammı borcu olduğunu bildirmiştir.
    Menfi tespit davası gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı bir dava olarak adlandırılmaktadır. Davacının davalı belediye kayıtlarına göre borcu olduğu bildirildiğine göre, davacının taraflar arasında muarazanın giderilmesini istemekte ve davayı açmakta hukuki yararı vardır. Bu nedenle Mahkemece işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    ./..


    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı taraf yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.