MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen davada... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/12/2014 tarih ve 2013/249-2014/588 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı/karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 1988 yılından beri....."da "..." ismiyle faaliyet gösterdiğini ve bölgesel olarak tanındığını, ticaret unvanı ve marka olarak tescil ettirdiği "..." ibaresi üzerinde öncelikli hak sahibi olduğunu, markaya müvekkilince ayırt edicilik kazandırıldığını, davalının kötüniyetle 2011/57943 sayılı "..." markasını tescil ettirdiğini ileri sürerek anılan markanın hükümsüzlüğünü, terkinini, hak sahibinin müvekkili olduğunun tespitini, tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili, müvekkilinin dedesi olan ... ..."nin daha 1965 yılında temelleri atılan ...."ni şirketleşmeden kurduğunu, oğlu....... ve karşı tarafın ortağı ....."a hisse verdiğini, 1998 yılında... ve ...."in ortaklık ilişkisine girdiğini, ......."den dolayı şirketin isminin "..." olarak belirlendiğini, ibarenin maruf hale getirilmesinde davacı- karşı davalının bir katkısının bulunmadığını, müvekkilinin babası ......."nin 2006 yılında şirketteki hisselerini devretmesine rağmen soyadı üzerindeki haklarından vaçgeçmiş olmadığını, markanın müvekkilinin ailesi tarafından meşhur ve maruf hale getirildiğini, tek ve gerçek hak sahibi olduklarını, karşı davalının "..." ibaresini unvanını aşacak şekilde markasal olarak kullandığını, bu eyleminin müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini savunup ileri sürerek asıl davanın reddini, karşı davasında, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile menini, davalının ticaret unvanındaki "..." ibaresinin terkinini talep ve dava etmiştir.
Karşı davalı vekili, karşı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin 18.12.1996 tarihinde tescil edildiği, davalının babası... ...nin 14.03.2006 tarihli hisse devir sözleşmesi ile şirketten ayrıldığı, bununla ticaret unvanının da kullanımını devrettiği, "..." markasının 2004/17123 sayı ile davacı şirket adına tescil edildiği, davalının markayı 1996 yılından önce kullandığını kanıtlayamadığı, davacının üstün hakka
sahip olduğu, 17-18 yıl sonra karşı davacının terkin isteyemeyeceği, 556 sayılı KHK"nın 8/5 ve 42/1-b maddeleri gereğince, tescil için başvurusu yapılmış markanın başkasına ait ticaret unvanını kapsaması halinde tescil öncesi red sebebi olduğu gibi tescilden sonra da hükümsüzlük sebepleri arasında yer aldığı gerekçesiyle asıl davada, davalıya ait 2011/57943 tescil numaralı "..." markasının hükümsüzlüğüne,... sicilinden terkinine, sair istemlerin ayrı ayrı reddine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı- karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı/karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı/karşı davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 30,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 21/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.