11. Hukuk Dairesi 2015/8274 E. , 2016/3091 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/02/2015 tarih ve 2013/355-2015/290 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "...." unvanını 1991 yılında kullanmaya başladığını, 1996 yılında da şirket olarak tescilin yapıldığını, kısa sürede adını duyurduğunu, tanınmışlık sağladığını, davalının aynı ibareyi müvekkilinin tanınmışlığından yarar sağlama maksadıyla ticaret unvanı olarak tescil ettirdiğini, benzerliğin iltibasa, haksız rekabete ve davalının haksız kazancına sebep olduğunu, davalı unvanında "...." ibaresi de bulunduğu halde davalının bu ek ibareyi kullanmadığını, kendini müvekkilinin şubesi gibi tanıttığını ileri sürerek unvana tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini, men"ini, kararın ilanını, şimdilik 2.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 13.03.2002 tarihinde tescil edildiğini, zamanaşımı defiinde bulunduklarını, müvekkili unvanında "...." kelimesinin bulunmadığını, ancak iltibasa sebep vermemek için bu ibarenin de kullanıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının ticaret unvanının tescili ile dava tarihi arasında 8 yıl geçtiğini, davalının bu süre zarfından unvanını kullandığı, davacının sessiz kalmak suretiyle dava hakkını kaybettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı ticaret unvanının tescilli olmasına ve tescilli olduğu şekilde kullanımın haksız rekabet oluşturmayacak olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Ancak, davacı, dava dilekçesinde davalının, tanıtım broşürlerinde, ilan panolarında, internet sitelerinde ticaret unvanını tescilli olduğu şekilde değil de davacının unvanına benzetmek ve tanınmışlığından faydalanmak amacıyla tescilli olduğu halden farklı bir şekilde kullandığını, bu durumun da haksız rekabete sebebiyet verdiğini ileri sürdüğü halde mahkemece, davacının bu iddiası yönünden bir değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.