11. Hukuk Dairesi 2020/404 E. , 2021/6339 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : . FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nce verilen 12.06.2018 gün ve 2018-44/170 sayılı kararı onayan Daire"nin 21.10.2019 gün ve 2018-5111/6470 sayılı kararı aleyhinde davalı-karşı davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili, davacının 1938"den beri "ÖZSÜT" markasına yaptığı reklam harcamaları ile markaya büyük bir değer kazandırdığını, davalının bu ibareyi ambalajlar ve işyeri tabelalarında kullanmaya başladığını, bu kullanımının sonlandırılmasına ilişkin ihtarlara olumsuz cevap verildiğini, davalı şirket adına tescilli "ÖZSÜT PASTANELERİ" ibareli 102486 sayılı markası varsa da davacı markası parlayana ve davalıya ihtar çekilene kadar bu markayı kullanmadığını, ihtarlardan sonra markaya sahip çıkmaya ve tescilli olduğundan farklı bir surette ve davacı markası ile iltibas oluşturacak şekilde kullanma gayreti içerisine girdiğini, işletmesine "ÖZSÜT" tabelaları takmaya başladığını, davalının davacıya ve davacının franchasing işletmecilerine ihtarlar çekerek "ÖZSÜT" markasının kullanımına son verilmesini istediğini, bu şekilde muaraza çıkardığını, markaya davacı tarafından ekonomik bir değer kazandırılmasının ardından ticari faaliyetlerine engel olunmak istenmesinin iyi niyetli sayılamayacağını, davalının sessiz kalmak yoluyla hak kaybına uğradığını, davalının davranışlarının haksız rekabet oluşturduğunu iddia ederek davalının, davacıya ve davacı ile yaptıkları sözleşmeler ile faaliyet gösteren 3. kişilere ihtarnameler keşide etmek suretiyle ortaya çıkardığı vaki muarazasının ve haksız rekabetinin men"ine, davalının, davacının markası ile iltibas oluşturacak şekilde "ÖZSÜT" ibaresini taşıyan tabelaları işyerlerine asma fiillerinin haksız olduğunun tespiti ile bu yoldaki haksız rekabetlerinin men"ine, davalının sayılan haksız fiilleri nedeniyle TTK"nın 58-e maddesi uyarınca 15.000,00 TL ve 556 sayılı KHK"nın 64. maddesi uyarınca 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davada ise, “ÖZSÜT” ibaresi üzerinde hak sahibinin asıl dava davacısı olduğunu savunarak karşı davanın reddini istemiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, "ÖZSÜT" ibareli markaya ilişkin hakların karşı davacıya ait olduğunu, sessiz kalmanın söz konusu olmadığını, davacının "SEFER USTA" markasını kullanırken 2001 yılından sonra İstanbul"da tanınmış Özsüt markasına geçiş yapmak istediğini, önceki marka başvurularında SEFER USTA"yı tercih ederken zamanla ÖZSÜT ibaresini ön plana çıkarmaya çalıştığını, 1988 yılında ticaret/hizmet markası ayrımı bulunmadığını, tescilli emtiasını satabileceğini, bir markanın tek bir sahibi olabileceğini savunarak asıl davanın reddini istemiş, karşı davada müvekkili markasına vaki tecavüzün tespitini ve karşı davalının ÖZSÜT markasını kullanmasının önlenmesini, ticaret ünvanından iltibasa sebep olan "ÖZSÜT" kök kelimesinin çıkartılarak ticaret sicilinden silinmesini, şimdilik 1.000,00 TL maddi, 1.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari reeskont faiziyle birlikte karşı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, bozma kararı dışında kalan kısımlar kesinleştiği için bu hususlarda tekrar hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı-karşı davacının “Özsüt Pastaneleri” markasının yaş pasta, kuru pasta, kurabiye, börek ve kandil simidi ürünlerinde tescilli olması nedeniyle asıl davanın kısmen kabulü ile davalı-karşı davacının bu ürünler dışındaki tüm yiyecek ve içecek ürünlerine ilişkin “Özsüt” ibaresini kullanmasının haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve haksız rekabetinin önlenmesine dair verilen hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nce onanmasına karar verilmiştir.
Bu kez, davalı-karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı-karşı davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı-karşı davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 31,10 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 520,95 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalı-karşı davacıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 18/11/2021tarihinde oybirliğiyle karar verildi.