19. Hukuk Dairesi 2014/20690 E. , 2015/12258 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı ... arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, diğer davalı ..."in bu sözleşmelere müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, davalı şirketin ticari kredi taksitlerini vadesinde ödeyerek kapattığını ancak kredili mevduat hesabına ait borcun ödenmediği ve çek yaprağından kaynaklanan bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutarın depo edilmediği ve çek yapraklarının bankaya iade edilmediğini, gönderilen ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine ....İcra Müdürlüğü"nün 2013/5872 esas numaralı dosyası ile takip başlatıldığını, davalıların haksız itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini, %20 tutarındaki icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili ..."in eşinin rızasının alınmaması nedeniyle kefaletinin geçersiz olduğunu, davalının merkez bankasının belirlediği oranın üzerinde faiz talebinde bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının asıl alacak üzerinden dava açmış olması nedeniyle faiz ve fer"iler yönünden itirazın iptalini isteyemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile davacı bankaya gayri nakit kredi risklerinden dolayı nakit depo talep yetkisi verildiği, davacı bankanın 10.450 TL"nin depo edilmesini talep etmekte haklı olduğunu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 18.055,78 TL alacak yönünden itirazın iptaline, asıl alacak olan 11.386,56 TL"nin %20"si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı banka icra takibinde iade edilmeyen çek yapraklarından dolayı gayri nakit riskten kaynaklanan miktarın bankaya depo edilmesi yönünde bir talepte bulunmamıştır. İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardandır.İcra takibinde talep edilmeyen hususta mahkemece karar verilemez. Gayri nakit riskten kaynaklanan alacağın deposu istenilmediği halde mahkeme kararında iade edilmeyen çek yapraklarından dolayı nakit olarak depo edilmesi gereken 10.450 TL"nin asıl alacak kabul edilerek, bu alacağa da faiz uygulanmak suretiyle davalılardan tahsiline imkan verecek şekilde itirazın iptaline karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bent uyarınca davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bent uyarınca hükmün davalılar yararına BOZULMASINA peşin harcın istek halinde iadesine 07.10.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
- MUHALEFET ŞERHİ-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalının takibe yönelik itirazının iptaline ilişkindir.
Davacı alacağını takibe koyarken nakdi alacakların yanısıra ibraz edilmeyen çek yapraklarıyla ilgili sorumluluk bedelinin de tahsili talebinde bulunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde dava kısmen kabul edilmek suretiyle gayrinakdi alacak kalemi yönünden de tahsil hükmü kurulmuştur.
Oysa, henüz risk doğurmayan gayrinakdi alacaklar ile ilgili alacaklar yönünden yalnızca depo kararı verilebilir.
Buraya kadar sayın çoğunluk ile aramızda herhangi bir görüş ayrılığı bulunmamaktadır.
İhtilaf, takipte tahsil istenmesine rağmen mahkemenin depo kararı verip veremeyeceği noktasında toplanmaktadır.
İtirazın iptali davalarında gözetilmesi gereken “takiple sıkı sıkıya bağlı olması ilkesi” hakimin takibe konu yapılmayan bir hususla ilgili karar veremeyeceği anlamına geleceği izahtan varestedir. Ancak hakim talebi aşmamak üzere takibe konu yapılan alacak ile ilgili miktar, oran ve nitelik yönünden daraltma yapabilir.
Örneğin, talep avans faizini içeriyor ancak verilmesi gereken faiz kanuni faiz ise alacaklı talebinde isabet kaydetmedi diye faize dair kalem tamamen redde konu yapılmayıp daha az bir orana tekabül eden yasal faize hükmedilecektir.
Yine takipte talep edilen miktardan daha aşağıda bir tutarın ispatı halinde talep tümüyle reddedilmeyip ispat edilen miktar kadar itirazın iptaline karar verileceği herkesin kabulündedir.
Dosyamıza konu uyuşmazlığa gelecek olursak, davacı nakdi alacakla birlikte gayrinakti alacağı da takip ve dava konusu yapmıştır. Dolayısıyla bir şekilde dava konusu yapılmış gayrinakti alacakla ilgili hakimin uygun bir karar vermesinden daha doğal bir şey yoktur. Ne var ki davacı takip ve davasında depo yerine tahsil talebinde bulunmuştur. Bu durumda mahkemece tahsil yerine depo kararı verilmesi halinde alacaklının talebi bir nevi daraltılmış olacağından dava konusu yapılmayan bir hususla ilgili karar verme yasağını bertaraf etmeye yönelik bir hukuk ihlalinden de sözedilmeyecektir. Kaldı ki uyuşmazlık konusu yapılmış tüm alacak kalemleri defaten hükme bağlanmış olacağından usul ekonomisi ilkesine de riayet edilmiş olacaktır. Tüm bu gerekçeler ile mahkeme hükmünün “tahsil yerine depo kararı verilmesi gerekir” gerekçesiyle bozulması gerektiği kanaatiyle, yazılı şekildeki gerekçeyle bozma yapan sayın çoğunluk görüşüne, gerekçe yönünden katılmıyorum .