8. Hukuk Dairesi 2010/4577 E. , 2010/4766 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24.06.2009 gün ve 39/148 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, miras yolu ile intikal, taksim ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle 101 ada 49 parselin davalı üzerindeki tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının annesi ...’nun kök muris ...’un mirasçısı olduğunu, 1992 yılında tüm mirasçıların bir araya gelerek yaptıkları taksim üzerine davacının annesine daha sonra kadastro çalışmalarında 119 ada 8 parsel numarasını alan taşınmazın yarısının bırakıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ... terekesinin tüm mirasçıların katılımıyla taksim edilmediği, kaldı ki annesi...’nın ölümü ile de taksim yapılmadığı ve terekenin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması nedeniyle, mirasçılardan birinin tek başına dava açmasının mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 101 ada 49 parsel, 7357,18 m2 yüzölçümü ile senetsizden ceddinden intikalen ve taksimen zilyetliği nedeniyle 15.1.2007 tarihinde tarla vasfı ile davalı adına tespitle, itirazsız 10.3.2007 tarihinde kesinleşmiştir.
Dosya içinde mevcut mirasçılık belgesine göre; davacının annesi ... 15.5.2001 tarihinde ölmüş, geriye davacı ve diğer mirasçıları kalmıştır.Yine dosyada bulunan ...’nun babası 23.3.1963 tarihinde ölen ...’a ait mirasçılık belgesine göre ise, davacı ve davalı ... mirasçılarındandır. Dava mirasçılar arasında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın ...’dan kaldığı ve taksim edilmediği bildirilmektedir. Bu durumda, elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi taşınmazlarda mirasçıların birbiri aleyhine tek başına miras payının iptaline ilişkin dava açmaları mümkün olup, oybirliği aranmaz.(Yargıtay HGK.23.10.1996 tarih, 1996/ 7-522 Esas, 1996/713 Karar). Kaldı ki, davacı dilekçesinde, ..’dan gelen taşınmazların taksim edildiğini ve uyuşmazlık konusu taşınmazın taksimen annesine kaldığını, bilahare onun da ölümü üzerine mirasçılar arasında yapılan taksimle kendisine bırakıldığını ileri sürmüş; davalı da taşınmazın zilyetliğinde bulunduğunu, davacının annesi ...’na 119 ada 8 nolu parselin verildiğini savunmuştur. Açıklanan nedenlerle gerek tarafların aynı murisin mirasçıları sıfatını taşımaları, gerekse de davanın taksim olgusuna dayanılarak açılmış bulunması karşısında davanın yazılı gerekçeyle reddi doğru olmamıştır.
Kaldı ki, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme dahi uyuşmazlığın esası bakımından hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, davacı 7.7.2008, davalı ise 8.10.2008 havale tarihli delil listeleri ile tanık deliline dayanmışlar; taraflarca dinlenilmeleri isteğinden vazgeçilmediğine göre listede isimleri yazılı tüm taraf tanıklarının usule uygun şekilde çağrılarak beyanlarının tesbit edilmesi gerekir. Öte yandan dava konusu taşınmazın tarafların dip miras bırakanları Çoban Uygur’dan intikal ettiği hususunda yanlar arasında bir uyuşmazlık yoktur. Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde keşif icrasıyla HUMK. nun 258. maddesi uyarınca usule uygun şekilde çağrılacak yerel bilirkişi ve taraf tanıklarına Çoban Uygur terekesinin ve uyuşmazlık konusu taşınmazın taksim edilip edilmediğinin sorulması, edilmişse mirasçılara bırakılan yerlerin ve davaya konu taşınmazın kime bırakıldığının belirlenmesi, niza konusu taşınmazın davacının annesine bırakıldığının tespiti halinde onun da ölümü üzerine taksim edilip edilmediğinin, edilmişse taksimen davacıya bırakılıp bırakılmadığının saptanması, beyanlar arasında çelişki olduğu takdirde HUMK. nun 265. maddesine göre çelişkinin giderilmesine çalışılması, tarafların ve tanıkların taksime ilişkin beyanlarının öncesinde Çoban Uygur terekesine ait olduğu bildirilen dava dışı taşınmazlara ilişkin kadastro tutanakları ve varsa hüküm dosyalarının getirtilerek denetlenmesi, iddia ve savunma çerçevesinde tüm taraf delillerinin toplanarak değerlendirilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulmasıdır. Taraflarca dava konusu taşınmazın taksimen davacıya veya davalıya bırakıldığının kanıtlanamaması halinde ise, uyuşmazlık konusu taşınmazın tarafların dip miras bırakanları Çoban Uygur’dan intikal ettiği hususu tartışmasız bulunduğuna göre, davacının da miras payı bulunduğunun gözönünde tutulması gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 14.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.