MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü 17 ve 19 sayılı parseller sırasıyla 7350m2, 2800 m2 yüzölçümü ve tarla vasfı ile tapuda davalı adına kayıtlıdır.
Davacı ... Yönetimi, 26.05.2010 havale tarihli dilekçesi ile çekişmeli taşınmazların öncesinin ve eylemli durumlarının orman olduğunu belirterek orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile 17 ve 19 sayılı parsellerin davalı adına olan tapusunun iptali ile orman vasfında Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından davalının adresinin yeterince araştırılmadan ilanen tebligat yapılarak savunma haklarının kısıtlandığı belirtilerek temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1947 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdit çalışması ve 08.05.1998 yılında ilan edilerek kesinleşen 6831 sayılı Kanuna göre yapılan aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. Ayrıca, 1967 yılında yapılan tapulama çalışması vardır.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dosyanın incelenmesinde kadastro mahkemesince görevsizlik kararı verilmeden önce bu mahkemece adresinin tespit edilmesi için davalı hakkında yalnız kolluk araştırması yaptırıldığı ve kolluk tarafından davalının adresinin bulunamadığına dair tutanağın yeterli görülerek davalı hakkında ilanen tebligat yaptırıldığı, yine görevsizlik kararından sonra asliye hukuk mahkemesince davalının adresinin hiç araştırılmayarak dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğ edildiği görülmüş, 6. celsede dinlenilen muhtar Naci Mızrak davalının vermiş olduğu vekaletnameyi dosyaya ibraz etmiş ve davalının kimlik numarası ve adresi bu vekaletnamede olmasına rağmen mahkemece davalı tarafa tebligat çıkarılmadan bu celse karar verilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanununa göre adresi meçhul olanlara tebligatın ilân yoluyla yapılacağı düzenlenmiş, yine aynı Kanunun 28. maddesine göre önceki maddeler mucibince tebligat yapılamayan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamıyan kimsenin adresi meçhul sayılacağının düzenlendiği, halbuki davalı hakkında kadastro mahkemesince yalnız kolluk marifetiyle bir araştırma yapılmış asliye hukuk mahkemesince ise hiç bir araştırma yapılmamış taşınmazlar davalı adına kayıtlı olmasına rağmen tapuya davalı hakkındaki bilgiler dahi sorulmamış, bu haliyle dava dilekçesinin davalının adresinin belirlenememesi gerekçesiyle ilan yoluyla tebliğinin usulsuz olduğu görülmüştür. Bu sebeple dava dilekçesi ve ekleri tebligat mevzuatında düzenlenen esaslara uygun şekilde davalı gerçek kişiye tebliğ edilip, delilleri de toplanarak yargılama yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle usul ve kanuna aykırı kararın değinilen nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı gerçek kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.Başkan