14. Ceza Dairesi 2013/5596 E. , 2015/687 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, dosya incelendi;
Sanık müdafiin kanuni süresinden sonra yaptığı duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yeralan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkân verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 20.11.2007 gün ve 2007/5-142 Esas, 2007/240 sayılı Kararında belirtildiği üzere, 5237 sayılı Kanunun 61. maddedeki sıralamaya göre, 43. maddenin 103/6. maddeden sonra uygulanması gerektiği, ancak sanığın zincirleme biçimde kasten işlediği nitelikli cinsel istismar suçlarının neticesi sonucu gerçekleşen ve sorumluluğu için en az taksir derecesinde bir kusurunun bulunması gereken TCK.nın 103. maddesinin 6. fıkrasındaki suçun ağırlaşmış halinin teselsül edemeyeceği, zincirleme biçimde gerçekleşen eylemlerin 103/6. maddeden öncekiler olması nedeniyle, TCK.nın 43. maddesi uyarınca yapılacak arttırımın 103/6 ile tayin edilen ceza üzerinden değil, bu maddenin tatbikinden önce bulunan ceza miktarı üzerinden hesaplanıp bulunacak miktarın 103/6. maddeyle belirlenen cezaya eklenmesi ile sonuç cezanın tayini gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılmak suretiyle eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.01.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Olayın ortaya çıkış zamanı, biçimi, olayla ilgili olarak doğrudan olmayan tek delilin tanık ..."nın beyanı olması, mağdurenin babası ..."ın 26.01.2010 tarihinde Mahkemeye vermiş olduğu dilekçe ile, “mağdurenin tanık ..."nın yönlendirmesi üzerine bu şekilde ifade verdiğini kendisine sonradan söylediğini, aslında sanığın kızına karşı bir eylemi olmadığını” belirtmiş olması ve sanığın tüm aşamalarda olayın inkarına yönelik savunması karşısında, sanığın atılı suçtan beraati gerektiği düşüncesi ile çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.