MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil


... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair .... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.12.2009 gün ve 695/912 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, satın alma ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle 91 nolu parselin davalı üzerindeki tapu kaydının kısmen iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacının kira karşılığı kullandığını, nizalı taşınmazın vekil edeni tarafından satılmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kadastro öncesi nedene dayalı bulunduğu ve hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 91 parsel, 28200 m2 yüzölçümüyle senetsizden otuz yılı aşkın süredir ...’ın zilyetliğinde bulunmakta iken ölümü üzerine mirasçılarına kaldığı, ancak mirasçılık belgesi sunulmadığı belirtilmek suretiyle 16.8.1963 tarihinde tarla vasfıyla Hüseyin Yılmaz mirasçıları adına tespit edilmiştir. ...ve müştereklerinin tespite itirazı üzerine Manavgat 1.Tapulama Mahkemesinin 29.12.1986 tarih, 1975/ 19 Esas ve 1986/149 Karar sayılı ilamı ile tespite itiraz davacıs...ın açtığı davanın kabulüne, 91 parselin tespitinin iptali ile hükümde belirtilen hisseler nispetinde ..., ... ve müşterekleri adına tesciline karar verilmiş, hüküm yasa yollarından geçerek 11.2.1993 tarihinde kesinleşmekle sicil oluşmuştur.
Mahkemece, davalı parsele ilişkin kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten davanın açıldığı 9.10.2009 tarihine kadar, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde hükme bağlanan hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere davalı parsel 16.8.1963 tarihinde tespit edilmiştir. Davacı, uyuşmazlık konusu taşınmaz bölümünün tesbit tarihinden sonra fakat kesinleşme tarihinden önceki dönemde satın ve devralındığı iddiasıyla 21.6.1971 tarihli senede dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.fıkrası hükmüne göre; tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz. Somut olayda, davacının dayandığı hukuki neden tespit tarihinden önce olmayıp, tespitle kesinleşme tarihi arasındaki döneme rastladığından, davanın hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle reddi isabetli bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak değerlendirilmeli ve hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 14.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.