16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/820 Karar No: 2018/3711 Karar Tarihi: 30.10.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/820 Esas 2018/3711 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ceza Dairesi, bir kişinin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyet kararını onadı. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun yapıldığı ve hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği belirlendi. Ancak, yerel mahkemenin bylock delilinin hukuka uygunluğu ile ilgili olarak yapılan ayrıntılı açıklamalar karşısında, bylock delilinin istihbari nitelikte görüldüğünün kabulü ve incelenmesi için CMK’nın 134. maddesine göre karar alınmamasının yasalara ve yerleşik uygulamalara aykırı olmasına rağmen sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmadı. Mahkeme kararında, silahlı terör örgütlerine uygulama imkanı bulunmayan 3713 sayılı Kanunun 7/1 maddesinin atıf maddesi olarak gösterilmesi nedeniyle hüküm bozuldu ve düzeltildi. Kanun maddeleri: 3713 sayılı Kanunun 7/1 maddesi, TCK\"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK\"nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri.
16. Ceza Dairesi 2018/820 E. , 2018/3711 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : 3713 sayılı Kanunun 7/1 maddesi delaletiyle TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri gereğince mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yerel mahkemenin, bylock delilinin hukuka uygunluğu ile ilgili olarak esas itibariyle ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı kararında açıklanan gerekçeleri de benimsemiş olması karşısında gerekçede ayrıca Yargıtay uygulamalarına yanlış anlam yüklenerek, bylock delilinin istihbari nitelikte görülerek istihbari delillerin hükme esas alındığının kabulü, bylock delilinin incelenmesi için CMK’nın 134. maddesine göre karar alınmasının gerekli olmadığına ilişkin değerlendirme hukuki dayanaktan yoksun olup yasa ve yerleşik uygulamalara aykırı ise de sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların düzeltme sebebi dışında kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanığın temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan esastan reddine, ancak; Hükümde silahlı terör örgütlerine uygulama imkanı bulunmayan 3713 sayılı Kanunun 7/1 maddesinin atıf maddesi olarak gösterilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususun 5271 sayılı CMK"nın 303. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükmün birinci fıkrasından "3713 sayılı yasanın 7/1. maddesi delaletiyle" kısmı çıkarılmak suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.