15. Ceza Dairesi 2019/1914 E. , 2019/6983 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 62, 52/2, 51 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm,sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Suç tarihinde sanığın katılanı telefonla arayarak kendisinin yapı kredi bireysel yaşam sağlık hizmeti çalışanı olduğunu söyleyip," sağlık hizmetinizin iptal edilmesini istemişsiniz paranızı kartınıza geri yükleyeceğiz" diyerek kart bilgilerini aldığı ve karttan 2.000 TL para çekildiği iddia olunan olayda; sanığın kendisini sigorta çalışanı olarak tanıtması karşısında eylemin 5237 sayılı TCK"nın 158/1-L maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 20/06/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
TCK 245.madde başlığında belirttiği gibi suçun konusunu banka veya kredi kartları oluşturmaktadır.
Banka ve kredi kartlarını açıklamak gerekirse;
5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun “Tanımlar” başlığını taşıyan 3. maddesinde;
“Banka kartı, mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kart,
Kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını ifade ettiği belirtilmiştir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarında eylem bazen dolandırıcılık suçunun (hile unsuru,menfaat temin etme unsuru,gerçek kişiye yönelme gibi) unsurlarını ihtiva etmiş olsa da yasa koyucunun, banka veya kredi kartlarını korumak için Türkiyenin de taraf olduğu Avrupa Siber Suçlar Sözleşmesinde üye ülkelere maddi ceza hukuk sistemlerinde bilişim suçu olarak düzenlenmesini öngördüğü eylemleri özel nitelikte TCK nun Bilişim Alanında suçlar bölümünde müstakil suç tipi olarak düzenlemiştir.
Maddenin gerekçesinde dolandırıcılık suçundan ve diğer bilişim suçlarından bağımsız ayrı bir suç tipi olarak düzenlendiği belirtilmiştir. Gerekçede; “Aslında hırsızlık, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma ve sahtecilik suçlarının ratio legis’lerinin (yasa konuluş amacı.) tümünüde içeren bu fiillerin, duraksamaları ve içtihat farklılıklarını önlemek amacıyla, bağımsız suç haline getirilmesi uygun görülmüştür.” denmektedir.
5464 sayılı yasada belirtilen tanım ve yukarıda anlatılan bilgiler karşısında kredi kartının fiziki olarak ele geçirilmeden, sadece kart numarası, son kullanma tarihi, güvenlik numarası,3D şifre bilgileri ile kullanılmasıyla menfaat temin edilmesi durumunda TCK’nın 245/1 maddesinin ihlal edileceği kanaatindeyim.
Sanığın aldığı bu bilgileri hangi amaçla kullanacağının somut olaylara göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim bir şekilde alınan, binlerce kredi kartı bilgileri TCK nun 245. maddesi anlamında suça iştirak iradesi olmayan kişilerce ... (derin internet, internetin karanlık yüzü) para karşılığı satılmaktadır. Bu haliyle TCK nun 136. maddesinde düzenlenen kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme suçunu oluşturacaktır. Alınan bu bilgilerin kullanılması suretiyle de banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu oluşacaktır. “baskasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçirmek veya elinde bulundurmak” ibaresi yer aldığına göre failin kartı nasıl ele geçirdiği önemsizdir. Nitekim CGK bazı kararlarında banka veya kredi kartının hukuka aykırı ele geçiriliş yöntemlerini de ayrı suç olarak değerlendirmiş ve gerçek içtima uygulanacağına karar vermiştir. (CGK 10.04.2018 2014/412 e,2018/160 k)
Somut olayımızda suç tarihinde sanığın katılanı telefonla arayarak kendisini yapı kredi bireysel yaşam sağlık hizmeti çalışanı olduğunu söyleyip sağlık hizmetinizin iptal edilmesini istemişsiniz paranızı kartınıza geri yükleyeceğiz diyerek katılanın kredi kartı bilgilerini alarak kredi kartı hesabından 2.000 TL para çekmesi eyleminin TCK"nun 245/1 maddesinde düzenlenen banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçunu oluşturacağı ve bu suça bakma görevinin Ödemiş Asliye Ceza Mahkemesine ait olduğu düşüncesi ile görev yönünden kararın bozulmasını isteyen sayın çoğunluğun görüşene katılmıyorum.