20. Hukuk Dairesi 2019/1872 E. , 2019/2732 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü 320 ada 1 sayılı parsel 3986,16 m2 yüzölçümü ve tarla vasfı ile kadastro çalışması sırasında davalı ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi vekili, 15.02.2016 havale tarihli dilekçesi ile; çekişmeli 320 ada 1 sayılı parselin memleket haritası ve amenajman haritasına göre orman vasfında olduğunu belirterek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfında Hazine adına tescil edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile 320 ada 1 sayılı parselin kadastro bilirkişisi ..."nın dosyada mevcut 04.05.2016 tarihli raporunda (B) harfi ile gösterilen 1997,93 m2 yüzölçümündeki kısmın davalı adına, aynı raporda (A) harfi ile gösterilen 1988,23 m2"lik kısmın orman vasfı ile Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesine göre yapılan kadastro çalışması vardır.
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; hükme dayanak olunan uzman bilirkişi raporunda 1954 tarihli memleket haritası uygulanmış, taşınmazın niteliğinin saptanması bakımından bulunduğu yeri kapsar, en eski tarihli hava fotoğrafları incelenerek taşınmazın öncesinin orman veya orman içi açıklığı olup olmadığı araştırılmamış ayrıca taşınmazın kuzeyinde paftada yol olarak gözüken kısmın fiilen yol olup olmadığı ve orman içinde kalıp kalmadığı eğer orman niteliğinde ise o zaman çekişmeli parselin dört taraftan orman ile kaplı olup orman içi açıklığı niteliğinde olup olmadığı araştırılmadığı gibi, hükme dayanak orman bilirkişi raporunda 1954 tarihli memleket haritası dikkate alınmak suretiyle taşınmazın kısmen orman olmadığına kanaat getirilmiş ise de karardan sonra Dairemizce iade üzerine alınan orman bilirkişi raporunda 1951 tarihli hava fotoğrafı incelemesi yapılmış ve bu kez taşınmazın tamamının orman sayılan yerlerden olduğu belirtilmiş ayrıca bu raporda da stereoskopik inceleme yapılmamış taşınmaz üzerindeki ağaçların cinsi, yaşı ve dağılımı açıklanmamıştır. Dolayısıyla açıklandığı üzere yapılan araştırma yetersiz olduğu gibi raporlar arasında da çelişki olduğu görüldüğünden yapılan bu eksik inceleme nedeniyle taşınmazın evveliyatının orman olup olmadığı hususunda tereddüt oluşmuştur.
O halde, mahkemece önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, 1954 yılı memleket haritası ve 1954 tarihli hava fotoğrafları çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin hava fotoğrafları ve memleket haritalarında ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; ayrıca taşınmazın kuzeyinde yer alan ve paftada yol olarak gösterilen kısmın fiilen yol olup olmadığı , orman sınırları içerisinde kalıp kalmadığı araştırılmalı orman içerisin de ise 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca dava konusu taşınmazın orman içi açıklık olup olmadığı değerlendirilmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ve hava fotoğraflarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafları ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte memleket ve hava fotoğrafları haritaları üzerinde gösterecekleri ve yine hava fotoğraflarının stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak taşınmazın niteliği ile bitki örtüsü üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi, dağılımı ve kapalılık oranlarını belirleyecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi ve davalı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/04/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.