Esas No: 2022/4790
Karar No: 2022/11572
Karar Tarihi: 07.11.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/4790 Esas 2022/11572 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nin verdiği kararın temyiz edildiği ve alacaklının temyiz itirazlarının reddedildiği belirtiliyor. Karara göre, takip borçlusunun, ödeme emrindeki kaşenin şirket yetkilisine ait olduğunu kabul ettiğini ancak imzanın kendisine ait olmadığı iddiasıyla imza ve borca itiraz ettiği belirtiliyor. İlk derece mahkemesinin, davacıların dava açma süresinin yasal süre içinde olduğunu belirttiği ve borçlunun ödeme emrine usulüne uygun tebligat yapılıp yapılmadığı hususunda şikayet dilekçesinde başka bir dayanak bulunmadığı halde, yine de tebligatın usulsüz olduğu gerekçesiyle davanın incelendiği ifade ediliyor. Ancak, takip borçlusunun imzaya itirazının süre aşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiği halde işin esasına bakılarak itirazın reddine karar verilmesi isabetsiz bulunuyor. Sonuç olarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması kararlaştırılıyor.
Kanun Maddeleri:
- 6100 Sayılı HMK'nun “Taleple Bağlılık İlkesi” başlıklı 26. maddesi
- 6100 Sayılı HMK'nun 297/c maddesi
- HMK'nun 119/1-e maddesi
- HMK'nun 25. maddesi
- İİK 168/5 maddesi
- 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi
- 6100 Sayılı HMK'nun 370. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlular vekili icra mahkemesine başvurusunda; senetteki kaşe üzerindeki imzanın şirket yetkilisi ...’a ait olmakla birlikte, kaşe dışındaki imzanın borçlu ...’a ait olmadığı iddiasıyla imza ve borca itiraz ettiği, mahkemece; ... ‘ın imza itirazının kabulüne, takibin iptaline; borçlu şirket yönünden davanın reddine karar verildiği; alacaklının kararı istinaf ettiği, Bölge Adliye Mahkemesince; mahkeme kararının kaldırılarak, borçlu Ferhat yönünden takibin durdurulmasına, şirket yönünden davanın reddine karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
6100 Sayılı HMK'nun “Taleple Bağlılık İlkesi” başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Anılan Kanun'un 297/c maddesinde ise; kararın; “Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” içermesi gerektiği belirtilmiştir.
HMK'nun 119/1-e maddesi uyarınca; şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Aynı Kanun'un 25. maddesi hükmüne göre de; hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup; ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez.
İlk derece mahkemesince; borçlu şirket açısından, şikayet dilekçesinde, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürmediği halde, borçlunun şikayet dilekçesinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp, re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da olmayan ödeme emrinin borçluya usulüne uygun tebliğ edilmediğinden davacıların davasını yasal süresi içinde olduğundan bahisle davanın esasının incelendiği görülmektedir.
Somut olayda, takip borçlusu şirkete ödeme emri 16/08/2019 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen imzaya itiraz yasal süreden sonra 23/03/2020 tarihinde ileri sürülmüştür. İtiraz dilekçesinde usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığına göre imzaya itirazın İİK 168/5 maddesi gereğince süre aşımı nedeniyle reddi gerekir iken işin esasının incelenerek itirazın reddine karar verilmesi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 370. maddesi uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 80,70 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 07/11/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.