16. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/11782 Karar No: 2017/6372 Karar Tarihi: 10.10.2017
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/11782 Esas 2017/6372 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2015/11782 E. , 2017/6372 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucunda ... Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 139 parsel sayılı 1.300 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı Hazine adına tespit ve hükmen tescil edilmiştir. Davacı ... oğlu ... miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış, yargılama sırasında... oğlu ... kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve müdahil davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, kesin hüküm bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK"nın 303/1. maddesi gereğince “Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” Mahkemenin kesin hüküm saydığı ... Kadastro Mahkemesi"nin 2003/25 Esas, 2003/57 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; dava konusu 101 ada 139 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine karşı davacı .... oğlu ..."ın murisi... ile asli müdahil... oğlu ..."ın, Orman Genel Müdürlüğü aleyhine dava açtığı ve yargılama sonunda mahkemece pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verildiği ve anılan kararın kesinleştiği, yine ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/59 Esas, 2008/102 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; dava konusu 101 ada 139 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine karşı davacı ... oğlu ..."ın dava açtığı ve yargılama sonunda mahkemece husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verildiği ve anılan kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Temyize konu dosyada ise; davacı .... oğlu ... Hazine"ye husumet yönelterek dava açmış olup, yargılama sırasında... oğlu ... davaya katılmıştır. Dolayısıyla anılan davaların konusu aynı olmakla birlikte, Kadastro Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesinin kararları davanın husumet nedeniyle reddine yönelik olduğundan, anılan ilamların bu davada kesin hüküm teşkil ettiğinden söz edilemez. Hal böyle olunca; mahkemece; dava konusu taşınmazlar hakkında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 10.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.