19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/1131 Karar No: 2015/12234 Karar Tarihi: 07.10.2015
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/1131 Esas 2015/12234 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2015/1131 E. , 2015/12234 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ...."ne ortak iken bu ortaklık payının tamamını 30.06.2011 tarihinde devrettiğini, müvekkilinin şirket ortağı iken şirketi temsilen davalıdan kredi kullandıklarını, davalının -takip tarihinde- şirket ortağı olmayan müvekkili aleyhine icra takibinde bulunmasının yasal olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini ve davalının % 40 dan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili banka ile dava dışı .... arasında asıl borçlusu dava dışı şirket, müşterek ve müteselsil kefilleri davacı ... ile dava dışı ... olan 08.04.2011 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığını, dava dışı şirket lehine taksitli ticari kredi hesabı, esnek ticari hesap ve Busıness Kart Hesabı açıldığını ve çek karnesi de verildiğini, adı geçen kredi hesaplarından asıl borçluya kullandırılan kredilerin ödemelerinin zamanında yapılmaması nedeni ile hesabın kat edilerek gönderilen ihtara itiraz edilmediğini, borcun ödenmemesi üzerine davacının Genel Kredi Sözleşmesinin müşterek ve müteselsil kefili olması sebebiyle icra takibi başlatıldığını belirterek, davanın reddine, takip tarihi dikkate alınarak alacağın % 40’ından aşağı olmamak üzere davalı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının takip dayanağı sözleşmede 150.000 TL limitle müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, sözleşmenin hile ile imzalattırıldığı iddiasının ispatlanamadığı, benimsenen bilirkişi raporuna göre, icra dosyasındaki taleple bağlı kalınarak davacının 12.253,30 TL borçlu olmadığının tespitine, toplamda 25.205,15 TL üzerinden takibin devamına, alacaklının haksız ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından ve takip durdurulmadığından tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı dava dışı ....nin davalı ile imzaladığı kredi sözleşmesi nedeniyle doğan borca kefalet etmiş olup sorumluluğu sözleşmede belirtilen 150.000 TL ile sınırlıdır. Ancak borcun 150.000 TL yi aşması durumunda ayrıca kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile sorumludur. Bu durumda davacı bankanın icra takip tarihi itibariyle asıl borçludan talep edebileceği toplam alacak belirlenerek kefalet limiti bu tarih itibariyle dikkate alınarak konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde iadesine, 07.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.