22. Hukuk Dairesi 2017/17805 E. , 2018/24293 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin davalı asıl işveren ... Belediyesi’ne ait işyerinde, değişen alt işverenler işçisi olarak 08/09/2009-31/12/2014 tarihleri arasında çalıştırıldığını, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı işçinin 6360 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmeden önce, müvekkili belediyenin su ve kanalizasyon müdürlüğünde hizmet alım sözleşmesi yüklenicisi şirketlerin işçisi olarak çalıştığını, işyeri olan su ve kanalizasyon müdürlüğünün ... Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’ne kanun gereği devredildiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yöneltilmesi gerektiğini, müvekkilinin dava konusu alacaklardan sorumlu olmadığını ve taleplerin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının 08/09/2009-31/12/2014 tarihleri arasında aralıksız şekilde, davalı ... Belediyesi’ne ait işyerinde hizmet alım sözleşmesi yüklenicisi firmalar işçisi olarak çalıştığı, hizmet alım sözleşmesi yüklenicileri ile davalı ... arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan feshedildiğinden davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, kabule konu fesih tarihi olan 31/12/2014 tarihi itibariyle, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesi uyarınca asıl işverenin hangi kurum veya kuruluş olduğu noktasındadır.
6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un geçici 1. maddesinin sekizinci fıkrasında “Bu Kanunla büyükşehir ilçe belediyesi olan belediyelerce yürütülen su, kanalizasyon, katı atık depolama ve bertaraf, ulaşım, her çeşit yolcu ve yük terminalleri, toptancı halleri, mezbaha, mezarlık ve itfaiye hizmetlerine ilişkin olmak üzere personel, her türlü taşınır ve taşınmaz malları ve bu hizmetlerin yerine getirilmesine yönelik yatırım, alacak ve borçları, komisyonca ilgisine göre büyükşehir belediyesi ile ilgili bağlı kuruluş arasında paylaştırılır.” hükmü bulunmaktadır.
Somut olayda, dava dilekçesinde davacının sıhhi tesisatçı olarak, iş sözleşmesinin feshedildiği 31/12/2014 tarihine kadar, davalı ... Belediyesi asıl işverenliğinde, alt işverenler nezdinde çalıştığı ileri sürülmüştür. Davalı ... Belediyesi, davacı işçinin 6360 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmeden önce, müvekkili belediyenin su ve kanalizasyon müdürlüğünde hizmet alım sözleşmesi yüklenicisi şirketlerin işçisi olarak çalıştığını, işyeri olan su ve kanalizasyon müdürlüğünün ... Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’ne kanun gereği devredildiğini ileri sürmüştür. Bu savunma karşısında, davacının alt işveren işçisi olarak çalıştığı, ... Belediyesi’ne ait su ve kanalizasyon müdürlüğü işyerinin, hangi kuruma devredildiği (ya da bağlandığı) ve fiili devir tarihinin araştırılması ile 31/12/2014 tarihi itibariyle, 4857 sayılı Kanun’un 2/6. maddesi kapsamında asıl işveren kurum ve kuruluşun belirlenmesi gerekirken, Mahkemece bu yönde bir araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm tesisi hatalıdır.
Bir diğer problem, davacının çalışmasının kesintisiz olup olmadığı noktasındadır.
Mahkemece, davacının 08/09/2009-31/12/2014 tarihleri arasında aralıksız şekilde çalıştığı kabul edilmiş ise de, Sosyal Güvenlik Kurumu belgelerinde çalışmanın kesintili olduğu kayıtlıdır. Dosya içeriğinde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının aksini gösterir nitelikte bir delil bulunmamaktadır. Bu halde, kurum kayıtlarındaki kesintilerin dikkate alınmadan yazılı şekilde çalışma süresinin belirlenmesi yerinde değildir.
Diğer taraftan, deliller arasında işyeri kayıtlarına dayanılmasına göre, davacının çalıştığı tüm alt işverenlerden ve ayrıca yukarıdaki bent uyarınca yapılacak araştırma sonucu belirlenecek kurum ya da kuruluştan, işçi şahsi sicil dosyasının ve özlük evraklarının istenilerek dosyaya kazandırılması ile bir değerlendirme yapılması gerekirken, bu yönde işlem ve değerlendirme yapılmaması da hatalı olmuştur.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın, sair yönleri incelenmeksizin bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.