17. Hukuk Dairesi 2016/8405 E. , 2018/7080 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalı ... idaresindeki, diğer davalıların işleten ve trafik sigortacısı olduğu araç ile davacı ... idaresindeki aracın karıştığı çift taraflı kazada davacı idaresindeki araçta yolcu olan davacıların oğlu destek ...’nin öldüğünü belirterek, her bir davacı için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile davacı ... için 14.815,09 TL, davacı ... için 27.627,37 TL olmak üzere toplam 42.442,46 TL olarak davasını ıslah ettiğini bildirmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara göre; maddi tazminata ilişkin davanın kabulü ile davacı ... için 14.815,09 TL, davacı ... için 27.627,37 TL olmak üzere toplam 42.442,46 TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile her bir davacı için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... dışındakilerden müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre
davacılar vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K.nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulüyle davacılar için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın tüm davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de,
Davacılar vekili dava dilekçesi ile maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece davacılar yararına kabul edilen maddi ve manevi tazminatlar yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, tek kalemde vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
Ayrıca, davacılar vekili, ıslah dilekçesi ile davacı ... için 14.815,09 TL, davacı ... için 27.627,37 TL olmak üzere toplam 42.442,46 TL olarak davasını ıslah ettiğini bildirmiş, mahkemece de maddi tazminata ilişkin davanın kabulü ile davacı ... için 14.815,09 TL, davacı ... için 27.627,37 TL olmak üzere toplam 42.442,46 TL maddi tazminata hükmedilmiş olmakla reddedilen maddi tazminat talebi olmadığından davacılar aleyhine davalılar lehine reddedilen maddi tazminat varmış gibi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 12/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.