16. Hukuk Dairesi 2017/4906 E. , 2017/6367 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 127 ada 2 parsel sayılı 12.498,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, toprak tevzi çalışmaları sırasında mera olarak sınırlandırıldığı ve kadimden beri ... Köyü halkı tarafından mera olarak kullanıldığı belirtilerek kamu orta malı-mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir. Davacı ..., vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 127 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 11.09.2014 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.000,00 metrekare yüzölçümündeki kısmının tapu kaydının iptali ile davacı ... tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, temyize konu olup fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısım yönünden zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; inceleme, araştırma ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli 127 ada 2 parsel sayılı taşınmazın edinme sebebine göre 1964 yılında yapılan Toprak Tevzi çalışmaları sırasında Toprak Tevzinin 1571 parsel numarası ile mera olarak haritaya bağlandığı anlaşılmaktadır. Ne var ki; mahkemece, 1571 parsel sayılı taşınmaza ait tevzi haritası ile kadastro paftası ölçekleri eşitlenerek yöntemince çakıştırılmamış, bu şekilde taşınmazın edinme sebebinde gösterilen mera parseli kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmemiş, taşınmazın anılan harita kapsamında kalması halinde zilyetlikle kazanım koşullarının taşınmazın mera olarak sınırlandırıldığı tarihe kadar gerçekleşmesi gerektiği hususu göz önünde bulundurulmamıştır. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için, çekişmeli taşınmazın edinme sebebinde belirtilen tevzinin 1571 parseline ait tevzi haritası ile bu parsele ilişkin diğer bilgi belgeler ve dava konusu taşınmaza komşu taşınmazlara ait tespit tutanakları ve dayanağı olan kayıtlar getirtilerek dosya keşfe hazır hale getirilmeli, bundan sonra yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, komşu köylerde ve aynı köyde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek 3"er kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, ziraat mühendisi ve fen bilirkişisi huzuru ile yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, öncesinin mera, yayla gibi özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve tespit dayanakları olan belgelerle denetlenmeli, dava konusu taşınmaz ile taşınmazın geriye kalan kısımları arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı üzerinde durulmalı, zirai bilirkişiden çekişmeli taşınmazın dava konusu bölümünü dava konusu olmayan bölümler ile birlikte ele alan, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini ortaya koyan, mera vasfında olup olmadığını izah eden ve taşınmazın farklı yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içeren rapor alınmalı, fen bilirkişisine 1571 parsele ait mera haritası ve dava dosyası kapsamını belirtir keşfi izlemeye elverişli harita düzenlettirilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmaz bölümünün mera haritası kapsamında kalması halinde Toprak Tevzi Komisyonu tarafından yapılan mera sınırlandırma tarihine kadar, Kadastro Kanunu’nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.