19. Hukuk Dairesi 2015/1062 E. , 2015/12228 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalılardan ... yönünden reddine, davalı şirket yönünden kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı .... arasında halı saha kira sözleşmesi olduğunu, bu sözleşme gereğince ödenecek 12 aylık kira bedeline karşılık davalı şirkete 12 adet her biri 6.000 TL bedelli bono verdiğini, davalı şirket ile dava dışı ... şirketi arasındaki kira sözleşmesine göre bu halı sahada davalı şirketin kiracı olduğunu, davalı şirket tarafından bu yerin alt kiracıya verilemeyeceğinin her iki şirket arasında kararlaştırıldığını, bu sebeple kira ödemelerinin davalı şirketin alt şirketi olan ve bu işler için kurulan ... şirketine ödendiğini, söz konusu halı sahayı davalı şirketin yetkilisi davalı ...’ın isteği üzerine 21/07/2010 tarihinde teslim ettiğini, 2010 yılı nisan ve mayıs aylarına ilişkin kira bedellerinin ödenip bu aylara ilişkin bonoların alındığını, 2010 haziran ayına ilişkin bono bedelinin makbuzlar ile ödendiğini, 10 adet sıralı bononun da halen davalının elinde olduğunu ileri sürerek, .... İcra Müdürlüğünün 2012/6884 nolu takibi yönünden borçlu olmadığının tespiti ile davalıların kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili yargılama sırasında 23.07.2013 tarihli dilekçesi ile de, taleplerini “28/03/2010 tanzim tarihli 25/06/2010 vade tarihli 6.000 TL bedelli bono yönünden müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine” şeklinde ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı ... vekili, takibin Ankara icra dairesinde başlatılmış olması sebebiyle yetkili mahkemenin Ankara mahkemeleri olduğunu, diğer davalı ile müvekkilinin ilgisi bulunmadığını, eskiden ortağı olduğu davalı şirketten olan alacağı nedeniyle bonoyu iyi niyetli 3. kişi olarak ciro yoluyla devraldığını, davacının kendisine yaptığı bir ödeme olmadığını, sunulan makbuzları kabul etmediğini savurarak, yetki itirazının kabulünü ve davanın reddini istemiştir.
Davalı .... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davacının, niza konusu senet bedelini, senet lehtarı olan davalı şirkete ödediği davalı ...’ın senedi lehtardan olan alacağına karşılık aldığı, iyi niyetli üçüncü kişi olduğu, davalı ...’ın davalı şirketin ortağı iken senedin düzenlenmesine sebebiyet veren hukuki ilişkiden ve senedin tanziminden çok evvel davalı şirketin ortaklığından ayrıldığı, senedin tanzimine dayanak ilişkinin 01.04.2010 tarihinde yapıldığı, senedin düzenleme tarihinin 28.03.2010 olduğu, davalı ...’ın kendisine ciro yapan lehtar-ciranta şirketteki ortaklığından 29.05.2010 tarihinde ayrıldığı, davacının sunduğu delillerin ...’ın hiç bir haklı neden olmadan senedi sırf borçluyu zarara sokmak amacıyla ve ciranta ile kanuna karşı hileli ilişkiye girmek sureti ile iktisap ettiğini ispatlar nitelikte olmadığı, ... aleyhine açılan davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile ... aleyhine açılan davanın reddine, davalı şirket aleynine açılan davanın kabulüne, icra takibinin haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığı ispatlanmadığından ve davalı şirket takip alacaklısı olmadığından davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davalı ..., diğer davalı şirketin, dava dışı ... şirketinden taşınmazı kiraladığı dönemde ortağı olup, taşınmazın 3. bir kişiye alt kiracı olarak kiralanamayacağını bilmektedir. Bu durumda davalı ..., davacı yanca verilen bononun taşınmazdan davacının tahliyesi nedeniyle bedelsiz kaldığını bilebilecek durumdadır. Bu durum gözetildiğinde mahkemece davalı ... yönünden de davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.