11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/5350 Karar No: 2017/8142 Karar Tarihi: 23.11.2017
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/5350 Esas 2017/8142 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararı, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlamasıyla mahkumiyet hükmü verildiğini ve sanığın gerçek kimliğini beyan etmediği için suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle hükmün bozulduğunu belirtiyor. Ancak eylemin idari para cezası gerektirdiği ve zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle yeniden yargılama yapılmayacak şekilde Kabahatler Kanunu'nun 20/2-d maddesine göre sanık hakkında idari para cezası verilmediği belirtiliyor. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanıyor: 5237 sayılı TCK'nın 206. maddesi (resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu), 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesi (kimlik beyanında bulunmama), 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi (temyiz itirazlarına ilişkin) ve 1412 sayılı CMUK'un 321. ve 322. maddeleri (hüküm bozulduğunda yeniden yargılama yapılması veya idari para cezası verilmesi).
11. Ceza Dairesi 2017/5350 E. , 2017/8142 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜM : Mahkumiyet
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 01.04.2014 tarih 2013/9-452 Esas, 2014/153 Karar sayılı kararında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere 5237 sayılı TCK"nın 206. maddesindeki resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşması için sanığın beyanda bulunması yeterli olmayıp sanığın beyanı üzerine kamu görevlisi tarafından bir belgenin de düzenlenmesi gerektiği cihetle; olay tarihinde denetleme sırasında kolluk görevlilerince durdurulan sanıktan, sürücü belgesi istenildiğinde, ... adına düzenlenmiş gerçek sürücü belgesini ibraz ettiği, sürücü belgesindeki fotoğrafın sanığa benzememesi üzerine kolluk görevlilerince durum sorgulandığında sanığın gerçek kimliğini beyan ettiği, bu olay nedeniyle ... adına herhangi bir tutanak düzenlenmediği anlaşılmakla; sanığın fiilinin 5326 sayılı Kanun"un 40/1. maddesine uyduğu ve 5237 sayılı TCK’nın 206. maddesinde düzenlenen suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak sanığın lehine bulunan ve eylemine uyan 5326 sayılı Yasanın 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 20/2-d maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımının fiilin işlendiği 13.06.2013 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, Kabahatler Kanununun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 23.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.