22. Hukuk Dairesi 2017/17400 E. , 2018/24280 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalılardan ... Büyükşehir Belediyesine ait balık halinde diğer davalı şirkete bağlı işçi olarak çalıştığını, iş sözleşmesini yaş koşulu hariç diğer emeklilik şartlarını taşıması sebebiyle feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının hizmet alım sözleşmeleri çerçevesinde diğer şirketler bünyesinde çalıştığını, iş sözleşmesini kendisi fesheden davacının ihbar tazminatı talep etmesinin mümkün olmadığını, davacının çalıştığı döneme ilişkin genel tatil ve fazla çalışma ücretlerinin ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... İnsan Kaynakları Temizlik Bakım ve Organizasyon Hizmetleri San Tic. A.Ş. vekili, davacının 2012 yılından önceki döneme ilişkin çalışmasının davalı şirket bünyesinde geçmediğini, bu döneme ilişkin alacaklardan davalı şirketin sorumlu olmadığını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde davalı ... Belediye Başkanlığı vekili ile ... İnsan Kaynakları Temizlik Bakım ve Organizasyon Hizmetleri San Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının çalışma süresinin kesintili olup olmadığı hususu ihtilaf konusudur.
Somut uyuşmazlıkta davacının 01.01.2008-15.07.2014 tarihleri arasında 6 yıl 6 ay 14 gün kesintisiz çalıştığı kabul edilmiştir. Dosyada mevcut SGK kayıtlarına göre davacının kesintili çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacı, SGK kayıtlarının aksini ispatlamayamamıştır. Mahkemece çalışmanın kesintili olduğunun kabulü ile SGK kayıtlarına göre çalışma süresinin belirlenmesi gerekirken aksi yönde değerlendirme yapılması hatalıdır. Kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
3-Bir diğer uyuşmazlık konusu davacının fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil çalışması ile gece çalışmasına ilişkin ücrete hak kazanıp kazanamadığı noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Öte yandan, yukarıda fazla çalışmanın ispatı konusunda anlatılan ilkeler, gece çalışması ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmalar açısından da geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yukarıda açıklanan ilke ve esaslara aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Davacının fazla çalışma, genel tatil ve gece çalışması ücreti talepleri ile ilgili olarak, dosyada mevcut bordrolar, ödeme belgeleri ve banka kayıtları yöntemince karşılaştırılmadan değerlendirme yapılması hatalıdır. Bilirkişi raporunda genel tatil ve gece çalışma ücretleri ile ilgili olarak bordrolarda tahakkuk bulunduğu halde fazla çalışma ücretine ilişkin tahakkuk bulunmadığı ifade edilmiştir. Ancak dosyada mevcut Mart 2014, Nisan 2014, Mayıs ve Haziran 2014 bordrolarında fazla çalışma ücretine ilişkin tahakkuk bulunduğu görülmektedir. Ayrıca, davalı vekili bir kısım bordrolarda bulunan “ek kazanç” ödemesinin fazla çalışma ücreti ödemesi olduğunu ileri sürmüş olup, bu konuda da yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bordrolarda sosyal yardım ve ek kazanç adı altında iki ayrı ödeme bulunmaktadır. Bu ödemelerin mahiyeti yöntemince tespit edilerek, fazla çalışma, genel tatil veya gece çalışması ödemesi olup olmadığına göre bir değerlendirme yapıldıktan sonra sonuca gidilmelidir.
İkinci olarak, davalı vekili 2014 yılı şubat, mart, nisan, mayıs ayı bordrolarında fazla çalışma ve genel tatil ücreti tahakkuku yapıldığını beyan ederek, bu dönemlere ilişkin ücretin ödendiğini ileri sürmüştür. Davalı tarafın savunması, bu ücretlerin davacının talebini aşan kısımda kaldığı ve karar altına alınan alacak miktarını etkilemediği gerekçesiyle dikkate alınmamıştır. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre davacının talep edebileceği alacak miktarı belirlendikten sonra, talep edilen miktar ile bağlı kalınarak karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hatalıdır.
Yukarıda belirtilen sebeplerle temyiz edilen kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.