Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/17823 Esas 2017/6355 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17823
Karar No: 2017/6355
Karar Tarihi: 10.10.2017

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/17823 Esas 2017/6355 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2015/17823 E.  ,  2017/6355 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucu ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 152 ada 27 parsel sayılı 492,90 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz komisyon kararı ile ... adına tespit edilmiş, bilahare ... tarafından tespite itiraz edilmesi üzerine hükmen 1/3 payı oranında ..., 2/3 payı oranında ise ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının davasının HMK"nın 114/1-i maddesi uyarınca reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ..., çekişmeli 152 ada 27 parsel sayılı taşınmazın kadimden beri kendi zilyetliği ve tasarrufu altında bulunduğunu ileri sürerek tapu kayıt malikleri Veli ve ... aleyhine dava açmıştır. Mahkemece; ... Kadastro Mahkemesi"nin 26.11.2012 tarih ve 2010/91 Esas, 2012/45 Karar sayılı kararının bu dosya yönünden kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; verilen hüküm usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki; mahkemenin kesin hüküm niteliğinde değerlendirdiği .... Kadastro Mahkemesi"nin 2010/91 Esas, 2012/45 Karar sayılı dosyasında; ... tarafından miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak taşınmazın tespit maliki ... olmasına karşın, temyize konu dava dosyasında davacı olan ..."e de husumet yöneltilmek suretiyle dava açıldığı, yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilerek taşınmazın tespitinin iptaline ve 1/3 hissesinin davacı ... adına, geriye kalan 2/3 hissesinin ise tespit maliki ... adına tesciline karar verildiği ve sözü edilen kararın temyiz edilmeksizin 09.01.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK"nın 303/1. maddesi; “Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” şeklindedir. Ne var ki; yukarıda da belirtildiği üzere; kesin hüküm kabul edilen dosyada iş bu dosya davacısı ... (tespit maliki olmadığı halde) husumetin yanlış yöneltilmesi sonucunda sehven davalı olarak yer almış olup, ilgili dosyada bağımsız hak talebi ile davaya katılımı da söz konusu olmadığından taraf sıfatı bulunmamaktadır. Kaldı ki; davacı lehine ya da aleyhine bir hüküm de kurulmuş değildir. Bu nedenle; gerçek anlamda taraf olmadığı hükmün, davacı hakkında kesin hüküm niteliğinde kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece, çekişmeli taşınmaza ilişkin olarak tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
    10.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.













    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.