3. Ceza Dairesi 2020/372 E. , 2020/3033 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Hükümden önce 05.08.2017 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanun"un 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nin 291. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen ve Bölge Adliye Mahkemelerinin kararlarına karşı yedi gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği; ancak gerek 7035 sayılı Kanun"un geçici 1. maddesi ve gerekse Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay"dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK"un 305 ila 326. maddelerinin uygulanması gerektiği ve temyiz süresini düzenleyen 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesi uyarınca da temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden, temyiz süresinin 15 gün olduğu belirtilmek suretiyle yanıltıcı ifade kullanılmış olması nedeniyle sanığın 07.02.2019 tarihinde tefhim edilen hükme yönelik 19.02.2019 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Hükmün gerekçesinde, Anayasa"nın 141/3 ve 5271 sayılı CMK"nin 34. ve 223, 230. maddelerinde belirtildiği üzere kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtıldığı anlaşılmakla, tebliğnamenin bu husustaki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1) Sanığın eylemi neticesinde, müştekinin hem yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, hem de hayat fonksiyonlarını ağır (5.) derecede etkileyen kemik kırığına neden olacak şekilde yaralandığı olayda; sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 86/1. maddesi gereğince temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, kastın yoğunluğu, birden fazla nitelikli halin ihlali (TCK"nin 87/1-d ve 87/3. maddeleri) ve meydana gelen zarar nazara alınarak, TCK"nin 61. maddesindeki ölçütler ve TCK"nin 3. maddesindeki cezada orantılılık ilkesi uyarınca, sonuç cezaya etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2) Bozma ilamına uyulduğu halde, ilk haksız eylemin kim tarafından gerçekleştirildiğinin tespit edilememesi nedeniyle, haksız tahrik hükümlerini düzenleyen TCK"nin 29. maddesinin sanık lehine asgari seviyede uygulanması gerekirken, yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına dair karar verilmesi,
3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53/1. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
4) Sanığın, TCK"nin 86/1. maddesi uyarınca belirlenen "1 yıl 6 ay" hapis cezasının, TCK"nin 86/3-e maddesi uyarınca (1/2) oranında artırılması sırasında, hesap hatası yapılarak "1 yıl 15 ay" hapis cezası yerine, "2 yıl 3 ay" hapis cezasına ve TCK"nin 87/1-d maddesi uyarınca bir kat arttırım uygulanarak "2 yıl 30 ay" hapis cezası yerine "4 yıl 6 ay" hapis cezasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerden dolayı 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, CMUK"un 326/son maddesi uyarınca sanığın ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 17.02.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.