Esas No: 2019/436
Karar No: 2019/502
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2019/436 Esas 2019/502 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/436 KARAR NO : 2019/502 KARAR TR : 08/07/2019 |
ÖZET:Yargı kararı ile tazminle yükümlü tutulan ve tazminatın tamamını ödemiş bulunan davacı tarafından,ödenen tazminattan kusur ve sorumluluğu oranındaki tutarın, olayda sorumlu olduğu ileri sürülen Belediyeden rücuen tahsili istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : Allianz Sigorta Anonim Şirketi
Vekili : Av. E. T.
Davalı : Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili Av. Z. İ.A.
O L A Y :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 63 .. 965 plakalı aracın, 05.07.2015 tarihinde karıştığı kaza sebebiyle, araç sürücüsünün hayatını kaybetmesi sonrasında Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi kapsamında davacı şirket aleyhine mahkeme kararıyla hükmedilen 69.368,66 TL tutarındaki tazminatın, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davacı şirket tarafından ödenen 52.026,50 TL tutarındaki kısmının kanunî faizi ile birlikte tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
ŞANLIURFA 1. İDARE MAHKEMESİ: 08.02.2017 gün ve E:2017/94 K:2017/202 sayılı dosyasında "...2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun (19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun"la değişik) “Görevli ve Yetkili Mahkeme” başlıklı 110 uncu maddesinde, işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanun"dan doğan sorumluluk davalarının, adlî yargıda görüleceği; zarar görenin kamu görevlisi olmasının, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemeyeceği; hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı (...) hüküm altına alınmış; anılan Kanun"un (19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun "la ek) geçici 21 inci maddesinde, bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmünün, yürürlüğe girdiği tarihten önce İdarî yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; 63 PP 965 plakalı aracın, 05.07.2015 tarihinde karıştığı kaza sebebiyle, araç sürücüsü Nihat BAGMANCI"nm hayatını kaybetmesi neticesinde, Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi kapsamında davacı şirket aleyhine hükmedilen 69.368,66 TL tutarındaki tazminat sonrasında, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davacı şirket tarafından ödenen 52.026,50 TL tutarındaki tazminat kısmının kanunî faizi ile birlikte davalı idareden rücuen tazminine hükmedilmesi istemi ile görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun"la değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun “Görevli ve Yetkili Mahkeme” başlıklı 110 uncu maddesinde, işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanun"dan doğan sorumluluk davalarının adlî yargıda görüleceğinin hüküm altına alınmıştır.
Görev hususunun kamu düzeninden sayıldığı, usûl hukukunda göreve ilişkin yeni düzenlemelerin derhal uygulama kuralı gereği derhal uygulanmasının gerektiği ve görev konusunun her aşamada re"sen Mahkemelerce gözetilmesinin zorunlu olduğu; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun"la değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun “Görevli ve Yetkili Mahkeme” başlıklı 110 uncu maddesinde, 2918 sayılı Kanun"dan doğan sorumluluk davalarının adlî yargıda görüleceğinin hüküm altına alındığı; adı geçen Kanun"un (19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun"la ek) geçici 21 inci maddesinde ise, bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmünün, yürürlüğe girdiği tarihten önce İdarî yargıda açılmış bulunan davalara uygulanmayacağının hüküm altına alındığı; dolayısıyla 2918 sayılı Kanun"un 110 uncu maddesinde yapılan değişikliğe istinaden adlî yargının uyuşmazlıkta görevli hale geldiği ve kanun koyucunun sadece maddenin yürürlük tarihinden önce İdarî yargıda açılan davaların İdarî yargıda görülerek nihayete erdirileceğine dair geçiş kuralı karşısında; 2918 sayılı Kanun çerçevesinde idare tarafından yürütülen hizmetlerden kaynaklı olarak ortaya çıkan sorumluluk davalarının adlî yargıda görülmesi gerektiği ve uyuşmazlığın esasının Mahkememizce incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Nitekim, 2918 sayılı Kanun"un 110 uncu maddesinde yapılan değişikliğin görüşüldüğü 23 üncü Dönem 5 inci Yasama Yılının 49 uncu Birleşiminin yapıldığı 11.01.2011 tarihli TBMM Genel Kurul oturumunda, anılan değişikliğin gerekçesinde “Karayolları Trafik Kanununun 110 uncu maddesinin yalnızca görev kuralım değil, ayrıca bu sorumluluk tipinin bağlı bulunduğu maddî hukuk rejimini de düzenlediği; bu yasanın yürürlük öncesinde idarî yargıda açılan tam yargı davasının dava dışında kalan bölümünün adlî yargıda görülmesi zorunlu olduktan başka alacağın bu bölümünün zamanaşımı ve diğer unsurlar bakımından Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine tabi olacağı; öte yandan, geçiş hukuku sorunları gözetilerek "İdarî yargı ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi" unsurlarıyla maddeye kapsam açıklığı getirildiği; buna göre, Kanunun yürürlüğünden önce İdarî yargı ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi"nde açılıp halen görülmekte ve tarafı kamu olan bu alandaki sorumluluk davalarında görevsizlik kararı verilemeyeceği; aynı şekilde, yürürlük öncesinde adlî yargıda açılıp görülmekte olan davalar yönünden 110 uncu maddedeki görev kuralı derhal etki doğuracağı gibi, yürürlük sonrası davalar yönünden de mutlak görevin adli yargının olacağı” açıklamalarına yer verilmiştir.
Anılan madde, madde gerekçesi ve Genel Görüşme tutanakları bir arada değerlendirildiğinde; kanun koyucunun sadece sigorta, halefıyet - rücu ilişkilerine dair davaların değil; aynı zamanda hizmet kusuruna müteallik davaların da adlî yargıda görülmesini amaçladığı ve bu maksatla anılan hükmün ihdas edildiği sonucuna varılmaktadır.
Bu bakımdan; hizmet kusurundan kaynaklı olsun/olmasın (2918 sayılı Kanun"a ilişkin) bütün sorumluluk davalarının (110 uncu maddede yapılan değişiklikten önce İdarî yargıda açılanlar hariç) adlî yargıda görülmesi gerekmektedir.
Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi"nin (Hukuk Bölümü) 30.11.2015 tarih ve E: 2015/762, K: 2015/779 sayılı kararı da bu yöndedir.
Açıklanan nedenlerle; 2577 sayılı Kanun"un 14 üncü maddesinin 3/a bendi ve 15 inci maddesinin l/a bendi uyarınca davanın görev yönünden reddine"dair verdiği karar, istinaf başvurusu Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesinin 17/10/2017 gün, E:2017/1646, K:2017/1785 sayılı kararıyla reddedilerek kesinleşmiştir.
Davacı vekili bu kez benzer istemle adli yargıda dava açmıştır.
ŞANLIURFA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 29.03.2019 gün, E:2017/741, K:2019/302 sayılı dosyada "Benzer mahiyette olan Yargıtay 17. Hukuk dairesi Başkanlığının 19/06/2017 tarih ve 2016/13720 E. ve 2017/6918K. Sayılı ilamında da" Yargı yolu kavramı, bir hukuk sisteminde herhangi bir davanın o hukuk sistemine dâhil yargı kollarından hangisinde bakılacağını ifade eder. Uyuşmazlığa hangi yargı kolunda bakılacağı hususu, davanın genel koşullarından olup mahkemece re"sen dikkate alınması gereklidir. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Hizmet kusurundan dolayı açılan davaların İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun"un 2.maddesi uyarınca tam yargı davası olarak ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Esasen 2918 Sayılı KTK"nun hukuki sorumluluğa ilişkin 85. ve devamı maddelerinde araç işletenin sorumluluğu düzenlenmiş olup, idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan sorumluluğu hu yasa kapsamı dışında tutulmuştur." şeklinde değerlendirme yapıldığı" gerekçesiyle "davanın 6100 Sayılı HMK nun 114/1 -b ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE" dair verdiği karar istinaf edilmeksizin 21/05/2019 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı vekili idari ve adli yargı yerlerince verilmiş olan kesinleşmiş görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğunu ileri sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dilekçeyle Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasını talep etmiş olmakla, dava dosyası 11.06.2019 tarih ve E:2017/741 esas sayılı üst yazısı ile Mahkememize gönderilmiş olup, 18.06.2019 tarihinde kayda girmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ"un katılımlarıyla yapılan 08/07/2019 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME :
Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyası ile idari yargı dosyası suretinin 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine adli yargı yerince Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU"nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, yargı kararı ile yükümlü tutulduğu tazminatın tamamını ödemiş bulunan davacı şirket tarafından,ödenen tazminattan yargı yerince belirlenen kusur ve sorumluluğu oranındaki tutarın, olayda sorumlu olduğu ileri sürülen Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığından rücuen tahsili isteminden ibarettir.
Tazminat davasının görüldüğü Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında belirlenen idarenin kusur ve sorumluluk oranları esas alınarak davanın konusu bakımından ayrım yapılmayıp zararın idare hukuku ilkelerine göre idari yargı yerinde saptanmasının gerekeceği yolunda bir görevsizlik kararı verilmediğine ve hükmolunan tazminatın da tamamen ödenmiş olduğuna göre, olayda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1-b. maddesinde belirtilen "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında, zarar gören tarafından açılmış bir dava yoktur.
Öte yandan, ortada, Devlete, il özel idarelerine ve belediyelere ait akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışındaki alacakların tahsil usulünü düzenleyen 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren bir kamu alacağı da bulunmamaktadır.
Belirtilen tüm bu hususlara göre, tam yargı davası niteliği taşımayan ve konusu bir kamu alacağı olmayan rücu davasının, Borçlar Kanunu hükümlerine göre adli yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 29/03/2019 gün ve E:2017/741, K:2019/302 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
S O N U Ç :Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, davacı vekilinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 29/03/2019 gün ve E:2017/741, K:2019/302 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA 08/07/2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Hicabi Şükrü Mehmet Birol
DURSUN BOZER AKSU SONER
Üye Üye Üye
Süleyman Hilmi Aydemir Nurdane
AYDIN TUNÇ TOPUZ