10. Hukuk Dairesi 2020/4029 E. , 2021/3435 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye Mahkemesi : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Manisa 3. İş Mahkemesi
Dava, 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı Kurum avukatı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı, dava dilekçesinde; 22.03.1985 - 04.10.2000 tarihleri arasında vergi kaydının bulunduğu sürelerde esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 7143 sayılı Af Yasası"ndan yararlanması gerektiğinin tespiti ile aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesine dair talepte bulunmuştur.
II-CEVAP:
Davalı vekili; 1479 sayılı Yasa kapsamında, geçmiş dönem sigortalılık süresinin tespitine olanak veren hüküm bulunmadığını beyanla davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davacı ..."un vergi kaydının başladığı 03.08.1994 tarihi ile Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve bu sigortalılığının kurumca Esnaf ve Bağ-Kur sigortalı sayıldığı 04.10.2000 tarihine kadar devam ettiğinin tespitine, bu sigortalılık döneminden doğan borcun 7143 sayılı Af Yasası’ndan yararlandırılması gerektiğinin tespitine ve aksine Kurum işleminin iptaline dair karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, Manisa 3. İş Mahkemesi"nden verilen 07.05.2019 tarih, 2018/270 Esas ve 2019/146 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum, davacının 7143 sayılı Yasadan yararlanarak 03.08.1994 - 04.10.2000 tarihleri arasında ile Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve bu döneme ilişkin prim borcunun 7143 sayılı Yasa kapsamında ödenmesinin imkanı bulunmadığını, kurum işleminin mevzuata uygun olup davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması karşısında; ilgili kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamı incelendiğinde, davacının talebinin 22.03.1985 ile 04.10.2000 tarih aralığında 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğuna ilişkin olmasına ve yerel mahkemece, hüküm tesisinde davanın kabul edilmesine karşın; vergi kaydı başlangıç tarihi olan 03.08.1994 ile 04.10.2000 tarih aralığında davacının sigortalılığının kabul edildiği anlaşılmaktadır.
1982 Anayasası madde 142/3, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.”
6100 sayılı HMK’nın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi (HUMK m. 388);
“(1) Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa Kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa Kanun yolları ve süresini.
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
HMK’nın “Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi;
“(1) Hüküm, hükmü veren hâkim, toplu mahkemelerde başkan veya hükme katılmış olan hâkimlerden başkanın seçeceği bir üye tarafından yazılır.
(2) Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
(3) Hükümde gerekçesi ile birlikte karşı oya da yer verilir.
(4) Hüküm, hükmü veren hâkim veya hâkimler ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır.”
Mahkeme kararı kanunda açıkça belirtilmiş unsurları ihtiva etmeli ve belli bir şekle uygun olarak yazılmalıdır. Kararda bulunması gereken hususlar HMK 297. maddede ayrıntılı olarak tek tek sayılarak gösterilmiştir. Bunun sebebi, kararın açık ve gerekçeli olması, infazı kabil olması ve hukuki dinlenilme hakkının yerine getirilmesidir. 298. maddeye göre de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacaktır.
Kararda yazılması gereken en önemli unsurlardan birisi de hüküm sonucudur. Zira hüküm sonucu, davacının somut talepleri hakkında infaz edilebilecek ve kesin hükme konu olabilecek şekilde kaleme alınmalıdır. Madde 297/2 “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”.
Somut olaya dönüldüğünde, davanın kabulüne denilmek suretiyle talebin aslında kısmen kabulüne dair karar verildiği hükümde çelişki oluşturulduğu ve hükmün bu haliyle infazda şüphe ve tereddüt yaratacak nitelikte olduğu gibi madde 297’ye aykırı olarak tesis edildiğinden usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.