21. Hukuk Dairesi 2014/16296 E. , 2015/13365 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı Kurum işleminin iptaline, emekliliğe hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, kurumca yapılan 21/05/2012 tarih ve 22253429 sayılı işlemin iptali ile 6111 sayılı yasanın aradığı koşuları yerine getiren davacının emekliliğe hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, 1994 öncesi davacının tarımsal faaliyetine ilişkin dosyada bilgi belge bulunmadığı, tarımsal faaliyetinin ilk defa 01/01/1994 de başladığı gözetilerek davacının 01/01/1994 den itibaren tarım sigortalısı olacağının belirlendiği, 01/01/1994 ile tahsis talep tarihi 05/12/2011 arasında sigortalılık süresinin 7 yıl 11 ay 4 gün, 1 yıl 8 ay askerlik borçlanması 204 gün ( 6 ay 24 gün ).. hizmeti ile birlikte toplam hizmet süresinin 20 yıl 1 ay ve 28 gün ettiği belirtilerek davacının yaşlılık aylığnaı (emekliliğe) hak kazanmadığından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 20/04/1988 tarihli giriş bildirgesine göre 01/08/1988 tarihi itibariyle davacının sigortalılığının başlatıldığı, prim borcu bulunduğu için başlangıç tarihi itibariyle ek 17. madde gereğince sigortalılığının durdurulduğu, 02/05/2008 tarihi itibariyle yeniden giriş yapıldığı, davacının 6111 sayılı yasa kapsamında yapılandırma talebinde bulunduğu ve yapılandırma borcu ile tüm prim borçlarını ödediği, davacının 05/12/2011 tarihinde askerlik borçlanması yapmak için başvurduğu ve 03/03/1983-05/11/1984 tarihleri arasındaki 1 yıl 8 aylık süreyi borçlanarak bedelini Kuruma ödediği, 05/12/2011 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, davacının tahsis talebinde bulunmasından sonra hizmet birleştirmesi yapılırken 01/06/1988-05/08/1988 tarihleri arasındaki ... çalışması nedeniyle ... sigortalılığının tescil tarihi itibariyle iptal edildiği, davacıya verilen 21/05/2012 tarihli cevapta ... sigortalılığının 01/06/1988-05/08/1988 tarihleri arasındaki ... çalışması nedeniyle tescil tarihi itibariyle iptal edildiğinin, bu nedenle talebinin geçersiz sayıldığı bildirildiği, 01/06/1988-05/08/1988 arasında 43 gün, 03/05/1993 tarihinde girişi yapılarak 1993/2. dönemde 113 gün ve 1993/3. dönemde 48 gün ... kapsamında sigortalılığının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacının ...’na tabi zorunlu sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihten sonraki ... sigortalılığı bakımından Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri, ... sigortalısının kısa süreli olarak ...’na tabi çalışmasının tarım faaliyetinin devamına engel olmayacağı ve dolayısıyla bu hizmetler dışında tarım faaliyetinin kanıtlanması durumunda sigortalığının kabulü gerekeceği yönündedir.
Somut olayda, davacının ... kapsamındaki sigortalılığının kısa süreli olduğu anlaşıldığından davacının ... çalışmaları dışında kalan dönemde ... sigortalılığının tespiti bakımından tarımsal faaliyetinin devam edip etmediği araştırılmalıdır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa"nın 10. maddesine göre " sigortalıların kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye ve muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, pancar ekicileri istihsal kooperatifleri ve Birliği ... Anonim Şirketi kayıtları esas alınır."
Mahkemenin, davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğu göz önünde bulundurarak öncelikle nizalı dönemde anılan maddede belirtilen kayıtların olup olmadığını söz konusu kuruluşlardan, davacının ziraate elverişli taşınmazlarının bulunup bulunmadığını ilgili tapu idaresinden, özel idareden, belediyeden araştırmak, köy muhtarı ve azalar ile yeterli bilgi ve görgüye sahip kişilerin tanık olarak dinlemek, tarımsal kredi kullanıp kullanmadığını tespit etmek, ayrıca zabıta tahkikatı ile de araştırma yaptıktan sonra diğer bütün delilleri birlikte değerlendirerek sonucuna göre karar vermesi gerekirken, yeterli araştırma yapılmadan sonuca gitmesi yerinde değildir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.